Paris’te Gezilecek Yerler

Paris’e geldiğinizde aşağıda sıralamış olduğumuz şehrin en önemli turistik mekanlarını rahatlıkla görebilirsiniz. Listede adı geçen yerleri inceleyerek kendinize güzel bir gezi planı hazırlayabilir ve serbest zamanda ayrıca görmek istediğiniz yerleri ziyaret edebilirsiniz. Sizin için derlediğimiz Paris’te Gezilecek Yerler listesindeki şehrin en popüler yerlerini Interbus seyahatiniz esnasında ziyaret edebilirsiniz.

Paris Görülecek Yerler / Tarihi ve Turistik Mekanlar / Müzeler :

Eyfel Kulesi

Louvre Müzesi

Notre Dame Katedrali

Paris Zafer Takı – Arc de Triomphe

Şanzelize Caddesi

Sacre Coeur Bazilikası

Concorde Meydanı

Sen Nehri

Disneyland Paris

Paris Gezi Rehberi linkine tıklayarak bu şehir hakkındaki tüm genel bilgilere ulaşabilirsiniz.

paris gezilecek yerler

Paris’te Gezilecek Yerler

Paris Gezilecek Yerler bakımından dünyanın en romantik şehirlerinden biri olmasıyla birlikte tarihseverleri ve modaseverleri de kendine hayran bırakacak bir yer.

Aşıklar şehri Paris… Fransa’ın başkenti Paris, kesinlikle sanatın ve tarihin önemli merkezlerinden biri. Gezdikçe bitmiyor, daha çok gezmek görmek istiyor insan. Her yeri gezeyim, Paris’te görülmedik yer bırakmayayım derseniz birkaç gün geçirmeniz gerekir burada. Özellikle şehrin sokaklarında kaybolmak harika bir fikir olacaktır. Ben kaybolmayı tercih ettim ve vurdum kendimi yollara. İnanılmaz güzellikte sokakları var. Başka bir yüzyıla ait gibi görünen çıkmaz sokakları ve binaları görülmeye değer. Tabii direkt şu sokağa gidin diyemem, dedim ya kaybolarak gezdim.

Yine de daha organize süren birkaç saatim oldu. Öncelikle Eyfel Kulesi görüldü elbette. Paris’i geçtim, Fransa’nın bile simgesi olarak görülüyor. Fransız Devrimi’nin 100. yılı kutlamaları için ve 1889 Expo Fuarı’nın giriş kapısı olarak inşaa edilmiş. Paris halkı bu demir yığınını hiç beğenmemiş, hatta kentin karizmasını çizeceğini düşünmüşler. Gel gör ki 20 yıl yerinde kalması için izin çoktan alındığından beklenmiş. Daha ilk yıllarında Eyfel Kulesi masrafının 3’te birini çıkaracak ziyaretçi çekince bırakmışlar öylece kalmış. Günümüzde en çok turist çeken yapılardan biri olmasının yanısıra iletişim kulesi görevi de görüyor. Tepesinde bulunan ve aşağıdan incecik görünen şey de anten aslında. 3 asansör yardımıyla üst katlarda bulunan lokantalara yada teraslara ulaşabilirsiniz. Giriş ücreti ise katlara göre değişiyor. Yok çıkmam derseniz etrafında bulunan çimlere uzanın gitsin.

Notre Dame Katedrali ise gezilmesi gereken ikinci nokta bence. Buranın Eyfel’den daha çok ziyaretçi aldığı söyleniyor. Katedral kutsal bir mekan olarak görülüyor ve önündeki Orta Yol denilen kısım, şehrin merkezi kabul ediliyor. Gotik tarzda yapılmış ve yapımı 170 yıl sürmüş. 69 metrelik iki kulesi ve cam bir kubbesi var. İçeride her köşe gezmeye açık değil ama bir girmekte fayda var. Beni en çok etkileyen katedrallerden biri oldu. İşlemeler ve heykeller harika. 1163 yılında yapımına başlanmış ve o dönemin şartlarında gerçekten çok etkileyici bir iş çıkarmışlar. Gezmek ücretsiz ve biraz sıra bekleniyor. Sistemi iyi kurmuşlar, sıra çabucak ilerliyor ve girişe ulaşıyorsunuz. Benden tavsiye çıkınca dışarıdan da bir inceleyin. Şahsen içinde 15 dakika kadar kalmama rağmen dışarıda 1 saatten fazla zaman geçirdim, öyle güzel. Tabii Victor Hugo’nun Notre Dame’nın Kamburu romanının burada geçtiğini de hatırlatayım.

Eğer müze gezmekten hoşlanıyorsanız Louvre Müzesi tam sizlik. Ben içini şimdilik gezemedim. Yeterli zamanınız varsa 13. yüzyıldan günümüze kadar dünyanın her köşesine ait eserleri burada bulabilirsiniz. İçeride bir eğitim merkezi de var. Burada eserleri inceliyor ve geleceğin bilim insanlarını yetiştiriyorlar. Eğitimler de düşünülürse Louvre Müzesi’nin dünyanın en önemli koleksiyonuna sahip müzesi sayılması tesadüf değil. Gerçekten çok uzun bir sıra sonunda müzeye girebilirsiniz. Renklerle kısımlara ayrılmış, bu yüzden karıştırmadan her yerini gezersiniz ancak dünyanın en büyük müzelerinden biri olan bu müzeyi tek günde bitirmeniz imkansız. Bu yüzden biletiniz bir hafta geçerli. Dilerseniz internetten ya da otomatlardan da bilet temin edebilirsiniz

Zafer Takı ve Şanzelize ise aynı yerde. Zafer Takı’ndan dümdüz gidince Şanzelize Caddesi. Zafer Takı adından anlaşılacağı üzere 1. Dünya Savaşı zaferlerini simgeler. Bunun için altında sembolik bir meçhul asker mezarı vardır. Dilerseniz tepesine çıkıp şehri izleyebilirsiniz ki bence yine dışarıdan bakmak çok daha iyi. Zafer Takı’nı arkanıza alınca Şanzelize Caddesine ulaşıyorsunuz. Burası Paris’in en önemli ve ünlü caddesi. Cadde ününü tarihinden, mimarisinden, sanatından ziyade mağazalardan alıyor. Dünyanın en önemli markaları burada mağazalara sahip.  Alışveriş merkezleri, dükkanlar, lokantalar genelde hep üst sınıf için. Ama sınıf ayrımına takılmazsak ünlü bir araba markasının piyasaya sürmediği son model arabasını deneme şansını verdi bana. Yani moda gibi şeylere meraklıysanız çok seveceksiniz haa bir de şarap. Burada şarapları inceleyebilirsiniz. Çok ucuz sayılacak bir paraya oldukça eski ve iyi bir şarap içmiştim, gerçekten iyiydi.

Yanlışlıkla önünden yürüyüp gittiğim ve eyvahhh çok güzel bir şeyi es geçtim dedirten Lüksemburg Sarayı’na gelelim şimdi de. Saraya bir bahçe eklemişler ki insan orada saatlerce kalmak istiyor. Şimdilerde Fransa Senatosu burada toplanıyormuş. Hala kullanımda yani. İhtişam denilen şey bu sarayda vücut bulmuş ve zarafet de bahçesine yansımış öyle güzel. Burası 1615 yılında, Marie de Medici için yapılmış. Zaman içerisinde eklemeler yapılmış ama bunlar hep aslına uygun olmuş. 25 hektarlık bir alanda olduğu söyleniyor. Ne diyeyim bence bi uğrayın.

Orsay Müzesi ise tren garının müzeleştirilmesiyle oluşmuş. Avrupa ve Fransız sanat eserlerini barındırıyor. Bildiğiniz pek çok ünlü ressamın eserleri var müzede. Meraklıları çok sevecektir. Opera binası, Pantheon ki Roma’daki kopyalanmış. Sainte Chapelle, Les İnvalides şehrin önemli merkezlerinden. Genellikle hepsi tarihi yapılar. Zaten şehir genelde bunun üzerine kurulmuş. Paris merkezden uzaklaşabilirseniz Versay Sarayı da görülmesi gereken yerlerden. Zamanında av köşkü olarak düşünmüşler ama zamanla güçlerinin ve zenginliklerinin simgesi olsun diye epey genişletmişler. Koskocaman bir bahçesi ve 20.000 kişiyi ağırlama kapasitesi var.

Genelde tarihi yapılar ve sanat eserleri Paris’in odak noktası. Bana kalırsa pervasızca gezmek gereken kentlerden. Ne kadar gezerseniz gezin hep bir yerler eksik kalıyor. O yüzden tavsiyem Paris’e inmeden önce mutlaka görülmesi gereken yerler listesi yapmanız. Dediğim gibi her sokak ayrı bir keşif yaşatıyor insana ve buna gerçekten değiyor.

Menü