Üsküp Gezi Rehberi

Makedonca Skopje olarak bilinen Üsküp, İliryalılar tarafından Milattan Önce 5. yüzyılın sonlarında kurulmuş. Bir yakasında Arnavutlar ve Müslümanlar, diğer tarafta Ortodoks Hristiyanların yaşadığı, tarihi bir Osmanlı yerleşimi. 520 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Üsküp, iki milyonluk nüfusuyla Makedonya’nın başkenti ve en büyük şehridir. Vodna Dağı’nın eteklerinde kurulmuş bu başkentte halkın neredeyse yarısı müslümandır. Üsküp Gezi Rehberi :

Vardar Nehri’nin ikiye böldüğü bu şehir, Eski Üsküp ve Yeni Üsküp olarak ikiye ayrılmıştır. Osmanlı mimarisinden izler taşıyan ve müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu taraf Eski Üsküp, daha modern ve Avrupai görünen taraf ise Hristiyan nüfusun fazla olduğu Yeni Üsküp’tür. Şehirde, Makedonlardan sonra Arnavutlar daha sonra da Türkler çoğunluktadır.

M.Ö. 4000’lere dayanan tarihi ile Üsküp her dönemden medeniyetleri içinde barındırıyor. Roma İmparatorluğu’nun ardından sırasıyla Bulgar, Sırp, Osmanlı ve Yugoslav hakimiyetlerinde kalan kent, Büyük İskender’in heykelleriyle süslü. Romalılar geldiğinde ‘kale kent’ manasında olan ‘Scupi’ adını buraya uygun görmüşler. Zamanla adı değişen şehir, Sırplar tarafından ‘Skoplje’ olarak anılmaya başlanmış. Fatih Sultan Mehmet döneminde 1392 yılında fethedildiğinde ‘Üsküb’ olarak anılmaya başlanmış. Balkan savaşlarında buraların da elden çıkmasıyla gelen Yugoslavlar ‘Skopje’ olarak kentin adını kendilerine uyarlamışlar ve bu gün de onlar Skopje derken biz de hala Üsküp diyoruz bu izole başkente.

Şehir, Makedon, Arnavut ve Türk kültürünü en iyi şekilde bünyesinde barındırıyor. Hristiyan kesimin yaşadığı bölüm modern ve gelişmiş bir Avrupa kentini andırırken Müslümanların yaşam alanları daha mütevazı ve geleneksel bir yapıda. Hristiyanlar ve Müslümanlar birbirlerine oldukça saygılı bir şekilde birlikte yaşıyorlar. Yine de Hristiyanların şehrin her noktasından görülebilecek devasa boyuttaki Milenyum Haçı’nı Vodvo Dağı’na diktikleri bir gerçek.

Özellikle Makedon halkının yaşadığı bölüm, cafeleri ve gece kulüpleriyle eğlencenin merkezi konumunda.  Makedonlar Taş Köprü ve camilerin bulunduğu eski şehir kısmından rahatsızlar ki oranın etkisini azaltacak şekilde hemen Taş Köprü’nün iki yanına gösterişli opera binası ve anayasa mahkemesi inşa ettiler. Yine köprünün her tarafı Büyük İskender gibi tarihi karakterlerin heykelleri ile dolu. Mütevazi bir şehir olan Üsküp’te son zamanlarda Avrupa Birliği süreciyle hızlanan yapılaşmayı ve şehir merkezini süsleyen Avrupa’daki gösterişli binaların benzerlerini görmek mümkün.

Üsküp ayrıca ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı’nın doğduğu şehirdir. Yaşam boyunca hiç kitap yayımlamayan şair aynı zamanda milletvekili ve bürokrat olarak görev yapmış bir siyasetçidir.

Balkanlar’ın bu güzel başkenti, daha ilk gördüğünüz anda sizde ‘huzurla yaşanacak bir şehir’ etkisi uyandıracak. İnsanlar güler yüzlü, mutlulukları beden dillerine de yansımış. Geniş caddeler trafiği rahatlatıyor, araç trafiğine kapalı meydanlarsa yayaların hareket özgürlüğünü arttırıyor. Şehir ne Avrupa gibi, ne tam Osmanlı etkisi var. Kendine özgü, tertemiz bir şehir Üsküp‘te geniş bulvarların yanında ıhlamur ağaçları yükseliyor. Interbus rotasındaki Üsküp turu sayesinde dingin ve huzurlu bu şehrin geçilecek değil, yaşanacak bir şehir olduğunu anlayacaksınız.

Üsküp Gezi Rehberi : Üsküp’te Gezilecek Yerler

Başlıklara tıklayarak Üsküp gezilecek noktalar, görülecek yerler, müzeler, tarihi ve turistik mekanlar hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir ve siz de Interbussayesinde Üsküp Gezi Rehberi listesindeki yerleri ve birbirinden güzel diğer Avrupa şehirlerini tek seferde, üstelik ekstra tur ücreti olmadan, en uygun fiyatlarla gezmek için aramıza katılabilirsiniz.

Milenyum Haçı

Üsküp şehrine Vodno Dağı’nın tepesinde yer alan bu devasa haçı seyrederek gireceksiniz. Hristiyanlığın 2000. yılı şerefine yapılan bu haç, Üsküp’te egemen unsurun Hristiyanlık olduğunun en büyük kanıtı olarak kabul ediliyor. 70 metre uzunluğundaki haç, iki milyon dolara mal olmuş ve yapımı sırasında bir çok Hristiyan devletin desteğini almış.

milenyum haçı

Büyük İskender Heykeli

Kentin merkezindeki Makedonya Meydanı’nın tam ortasında dev Büyük İskender Heykeli mevcut. Makedonlar, Mekedon olduğuna inandıkları tarihin en güçlü imparatorlarından Büyük İskender’in bu heykeli için ‘Atın Üstündeki Kahraman’ diyor. 2011 de bağımsızlığın 20. yılı adına yapılan heykel bir anda kentin en önemli simgelerinden biri haline gelmiş. Heykelde Büyük İskender atının üzerinde kılıçla, Taş Köprü’nün diğer yakasındaki babası Kral Philip’in heykelini selamlıyor.

büyük iskender heykeli

Makedonya Meydanı

Şehrin merkez noktası sayılan Makedonya Meydanı’nda modern bir şehir görüntüsü var. Hemen hemen hepsi 2010 yılından sonra yapılmış binalar ve heykeller, Taş Köprü manzarasıyla birleşince Üsküp’ü unutulmaz kılıyor. Şehrin bu en geniş meydanında yükselen 33 metrelik devasa Büyük İskender’in atlı heykeli, Makedonya’nın bağımsızlığının yirminci yılına özel olarak Floransa’da yaptırılmış. Meydanda yer alan diğer eserler ise Büyük İskender’in babası 2. Philip heykeli, Büyük İskender’in annesinin hamilelik, doğum ve doğum sonrası heykelleri, Zafer Takı, Slavlar arasında Hristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynamış Kril ve Metodius kardeşlerin heykelleri, Osmanlı’ya karşı ayaklanmada başrol oynayan Goçe Delçep ve Karpoş heykelleri, Çar Samuel heykeli ve 1. Justinyanus heykeli yer alır. Meydan çevresinde çok sayıda kaliteli kafe ve restoran mevcut.

makedonya meydanı

Üsküp Kalesi

Üsküp’e kuşbakışı bakmak ve kaleyi gezmek için buraya çıkılabilir. Üsküp Kalesi’ne giriş ücretsiz.

üsküp kalesi

Rahibe Teresa Evi

İnsanlık için yaptığı özverili çalışmalar ile tanınan Arnavut asıllı, Makedonya doğumlu, Nobel barış ödülü sahini rahibe Teresa adına yapılan anı evi.

rahibe teresa evi

Üsküp Türk Çarşısı

Şehir, eski bir Osmanlı yerleşimi olsa da nehrin Eski Çarşı veya Türk Çarşısı diye adlandırılan bu kısmında Osmanlı’ya ait eserler daha çoğunlukta. Camiler, hanlar ve hamamlar bulunan çarşıda dükkanlar Anadolu’daki benzerlerini oldukça anımsatıyor. Dar, Arnavut kaldırımlı, düzensiz ara sokaklarla dolu olan bu bölgede eski Türk evlerinden örneklere de rastlamak mümkün. Galiba nerede olursak olalım, kendimizden bir şeyler bulmak çekiyor bizi. Bu yüzden Üsküp’ün en özel yerlerinden birinin bu bölge olduğunu siz de düşünebilirsiniz. Balkan lokantalarıyla oldukça popüler olan bu bölgede Türkçe bilen esnaf sayısı da oldukça fazla.

üsküp türk çarşısı

Makedonya Takı – Makedonya Zafer Kapısı

Makedonya’nın bağımsızlığının 20. yılı anısına inşa edilen tak Makedonya Meydanı’na çok yakın bir konumda olan Pella Meydanı’nda yer alır. 193 metrekarelik bu mermer yapının maliyeti 4.4 milyon Euro olarak bilinmektedir. Asansör ve merdiven yardımıyla üstüne çıkabileceğiniz yapının içinde bir de hediyelik eşya dükkanının bulunmakta. Takın üzerinde ise Büyük İskender’in heykellerini görebilirsiniz.

makedonya takı - makedonya zafer kapısı

Taşköprü Üsküp

Makedonya Meydanı’nın hemen yanındaki Vardar Nehri‘nin üstünde, bugün bile turistleri kendine çeken, şehrin simgelerinden biri sayılan ve Üsküp’ün iki yakasını birbirine bağlayan Taş Köprü bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan bu köprü, geçmişte Üsküp’ün %80’inin ağır hasar aldığı depremde ayakta kalan yapılar arasındadır. Osmanlı dönemi eserlerinden olan ve yapımı 18 yıl süren 214 metre uzunluğundaki köprü bugün hala sağlamlığını korumakta ve son zamanlarda şehirde yapılan diğer köprülere rağmen popülerliğini korumaktadır. Balkanlarda Osmanlı’dan kalma en önemli ikinci köprü olan tarihi Taş Köprü (İlki Saraybosna’daki Mostar Köprüsü) bugün hala Üsküp’ün en kullanışlı köprüsü diyebiliriz.

taşköprü üsküp

Üsküp Davut Paşa Hamamı

II.Bayezid’in sadrazamlarından olan Koca Davut Paşa tarafından 15. yüzyılda yaptırılan hamam Üsküp Türk Çarşısı’nın hemen girişinde bulunmaktadır. Hamamın dış görüntüsü orijinalliğini korumaktadır fakat iç kısmında birtakım değişikliklere gidilmiştir. 1948 yılında Üsküp Davut Paşa Hamamı, korunması amacıyla Makedon Hükümeti Tarafından Ulusal Sanat Galerisine çevrilmiştir. İçerisinde 18 ve 19. yüzyıldan kalma eserler sergilenmektedir. Osmanlı zamanında hem kadınlara hem de erkeklere hizmet veren bu alandan çıkan suyun şifalı olduğuna inanılmış ve bu nedenle hamam oldukça rağbet görmüştür. Üsküp ziyaretiniz sırasında muhtemelen fazla dikkatinizi çekmeyecek olan bu yapı Üsküp’teki Osmanlı eserlerinin önemli bir parçası ve İsa Bey Hamamı ile birlikte Üsküp’te ayakta kalan iki hamamdan biridir. Binaya giriş ücreti 100 Dinar (yaklaşık 1.5 euro)

üsküp gezi rehberi - üsküp davut paşa hamamı

Makedonya Arkeoloji Müzesi

Vardar Nehri’ne bakan bu müze binası tarihi görünümüne rağmen aslında oldukça yeni bir yapı. Üsküp’ün en önemli müzesi sayılan Arkeoloji Müzesi aynı zamanda Makedonya Cumhuriyeti ulusal arşivi olarak da kullanılmakta. Üsküp 2014 projesi kapsamında Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)’nın katkılarıyla Üsküp’te açılan Makedonya Arkeoloji Müzesi, tarih öncesi, ortaçağ, nümizmatik ve lapidarium arkeolojisi gibi bölümlerde eserlere sahiptir. Balmumu heykeller, cam objeler ve tablolara da ev sahipliği yapmakta olan müzede orijinali Türkiye’de bulunan İskender Lahdi’nin de bir kopyasını görebilirsiniz. Şehrin merkezi olan Makedonya Meydanı’na geldiğinizde Taşköprü Üsküp’ün hemen sağında bu müze rahatlıkla gözünüze çarpacaktır. Üsküp Türk Çarşısı’ndan Vardar Nehri’ne doğru geldiğinizde ise hemen solunuzda kalıyor. Üsküp’ün tam merkezinde yer alan bu müzenin giriş ücreti 400 dinar’dır. (yaklaşık 7 euro)

üsküp gezi rehberi - makedonya arkeoloji müzesi

Üsküp Saat Kulesi

Namaz vakitlerini takip etmek için saat kulesine ihtiyaç duyulan dönemlerde inşa edilen bu kule Üsküp’ün simgelerinden biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Balkanlara inşa edilen ilk saat kulesi olması nedeniyle oldukça önemlidir. 37 metre yüksekliğinde olan saat kulesi Sultan Murad Camii külliyesinin bir parçası olarak günümüzde hala balkanlardaki en yüksek ve en eski kulelerden biri olma özelliğini taşıyor. Bu özelliğinden dolayı halk arasında ‘Saat Cami’ olarak da anılan bu tarihi yapı Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde Üsküp’te göze çarpan ilk yapı olarak bahsediliyor. Sesinin uzaklardan bile duyulduğunu anlattığı bu kuledeki saatin ustasının Macaristan’dan getirildiği söyleniyor. 1963 Üsküp depreminde hasar gördüğü bahanesiyle kuleden sökülen tarihi eser niteliğindeki saatler bir daha bulunamayınca kule belli bir dönem saatsiz kaldı. 2008 yılında Türkiye’nin desteği ile yenilenen kuleye İsviçre yapımı yeni saat eklendi.

Vardar Nehri

Şehri tam ortadan ikiye bölen nehir.

Kurşunlu Han (Kurşumli An)

Zamanla yağmalamaya maruz kalan ve kubbelerindeki kurşunları çalınan bu han, sergi yeri olarak kullanılıyor.

Sultan Murat Camisi

1436’da yapılan cami 18. yüzyılın başlarında yenilenmiş. Kosova Savaşı sırasında, Sırp komutan Miloş ölü taklidi yaparak Sultan II. Murat’ı hançerlemiş. Cenaze İstanbul’a gönderilmeden önce bu camide bekletildiği için cami bu ismi almış. Üsküp doğumlu Yahya Kemal Beyatlı bu cami medreselerinde eğitim görmüş. Bir rivayete göre de Fatih Sultan Mehmet bir kışını bu medresede geçirip İstanbul’un fethini planlamış.

Murat Paşa Camisi

Burası Üsküp’te Osmanlı’dan kalma en eski camilerden birisi. 15. yüzyılda yapılan cami, 1802’de yeniden inşa edilmiş. Çatısı alışkın olduğumuz kubbe şeklinde değil, ev çatıları gibi kiremitten.

Kapan Han (Kapan An)

Burası Osmanlı zamanından kalma en bakımlı hanlardan biri. Alt katında atlara bakım yapılırken üst katında konaklama odaları yer alıyormuş. Kapan ismi Arapça’dan geliyormuş. Tüccarların mallarının tartıldığı teraziye verilen “kapan” ismi, hana da ismini vermiş.

Eski Tren İstasyonu

1938-1940 yılları arasında yapılan tren istasyonunun bir kısmı 1963 depreminden sonra yıkılmış. Binanın üzerindeki saat de depremin olduğu 05.17’de durmuş. Depremi hatırlatması için istasyon daha sonra Şehir Müzesi’ne çevrilmiş.

Bey Kulesi

17. Yüzyıldan kalma bu yapı Üsküp’ün merkezinde yer alan en eski yapıdır. 14 Metre yüksekliğe ve 1.5 metre kalınlığa sahip duvarlarıyla savunma amaçlı kullanılan bu kulenin Türk bir aristokrat tarafından yaptırıldığı söylenmektedir.

Matka Kanyonu

Şehrin 15 km uzağındaki bu kanyon, bir doğa harikası. Dimdik dağların arasından süzülen Treska Nehri’nde, kuş cıvıltılarını dinlerken yürümeyi kim istemez?

Üsküp Gezi Rehberi : Üsküp’te Ne Yenir? Ne İçilir? Nerede Yenir?

Üsküp fiziksel ve kültürel olarak ikiye ayrılan bir kent olduğundan lezzetler de genellikle ikiye ayrılmış durumda. Ancak her iki kesimin de en çok sevdiği şey et ürünleri. Keşfetmek için ise Eski Çarşı tarafı daha uygun. Sıra sıra dükkanlarda Türk Kahvesi bile bulabiliyorsunuz. Bunun yanında farklı isimlerle de olsa aynı damak tadını sevdiğimiz aşikar. Hamur işleri ve et ürünleri çok gözde. Alışkın olmadığımız pişirme ya da sunumlar sizi korkutmasın. Börekler ve köfteler şahane ve poğaça dedikleri sandviç tuhaf görünüyor olsa da çokça seveni var.

  • Köfte : Burada köfteye kebap deniyor ancak elbette köfte derseniz anlayacaklardır. Tat olarak inegöl köftesine benzetiliyor. Eski çarşı bölgesinde sıra sıra köftecileri görebilirsiniz.
  • Kuru Et : Balkan ülkelerinin gözde yiyeceğidir. Pastırma minvalindedir ancak baharatı bulunmaz. Güneşte kurutulmuşları daha çok tercih edilir.
  • Üsküp Böreği : Elde açtıkları ve ıspanaklısının oldukça meşhur ve son derece lezzetli olduğu börek.
  • Poğaça : Adı bilindik olsa da kendisi bildiğimiz poğaça değil. Küçük ve yumuşak bir ekmek gibi. İçine tereyağı ve Üsküp Böreği koyup servis ediliyor. Fazlaca tercih edilen bir atıştırmalık.
  • Tafçe gratçe : Kuru fasulye üzerine uzun köfteler konan güveç.
  • Parmak köfte : Tekirdağ köftesine benzeyen, biraz daha uzunca olan köfte.
  • Pleskavitsa : Geniş, kalın, kocaman bir hamburger köftesi. Peynirli ve sade çeşitleri oluyor.
  • Shopska : Bizim çoban salatasının, üzerine kaşar peyniri rendelenmiş versiyonu.
  • Kiremitte Kurufasulye : Kurşunlu Han girişindeki lokantalarda yiyebilirsiniz.

Üsküp’te Nerede Yenir?

Avrupa şehirlerine göre daha ucuz olan Üsküp’e gelmişken eski şehir tarafındaki meşhur köftecilerden Üsküp Köftesi yiyebilir ardından bir şeyler içmek için civardaki cafelere oturabilirsiniz. Üsküp Köftesi için önerebileceğimiz mekanlar;

  • Destan : Pleskavitsa ve Bulgar salatası olarak da bilinen “shopska”, burada bir efsane. Oldukça lezzetli ve doyurucu köfteleri olan bu mekanda köfte sipariş ettiğinizde yanında közlenmiş biber ve soğanla getiriyorlar. Mekanda ayrıca güveçte kuru fasulye de yiyebilirsiniz.
  • Gostilnica Turist : Parmak köfte ve pleskavitsa oldukça başarılı.
  • Makedonska Kuka : Makedon eğlencesinde, nefis yemeklerle gününüzü noktalayabilirsiniz. Makedon yemeklerinin lezizliği, Makedon insanının sevecenliği ile birleşince unutulmaz bir gece geçireceksiniz.
  • Distrikt Bar & Kitchen : Üsküp Marriott Hotel’in şirin restoranı.
  • Pelister Restaurant : Makedonya Meydanı’na bakan tarihi bir mekan.
Üsküp Gezi Rehberi : Üsküp Hakkında Bilgiler

Bir Avrupa Birliği ülkesi olmayan Makedonya, Türk vatandaşlarına vize uygulamamaktadır. Dolayısıyla Makedonya’nın başkenti Üsküp’ü ziyaret etmek için Schengen Vizesi veya Makedonya Vizesi sahibi olmanız gerekmemektedir.

  • Ülke: Makedonya
  • Para Birimi: Makedon Denarı (1 € yaklaşık 60 Denar)
  • Dil: Makedonca
  • Üsküp Nüfusu: 546.824 (2016)

üsküp gezilecek yerler

Üsküp Gezi Rehberi : Bir Interbus Yolcusunun Gözünden Vardar Ovası ve Üsküp

Beş yüz binin üzerindeki nüfusu ile Üsküp, Makedonya’nın başkenti olma özelliğinin yanısıra Hristiyanlık ve İslamiyet dinlerinin birbirine karşı gövde gösterisi yaptıkları bir çifte standart şehridir. Bunun en önemli örneği ise Milenyum Haçı bana göre. Bu ünlü haç, Üsküp’ün en ihtişamlı dağlarından biri olan ve tam şehrin girişinde bulunan Vodno Dağı’nda konumlandırılmıştır. Bu dağ aynı zamanda Vardar Nehri’nin ikiye böldüğü şehirde Hristiyanların daha yoğun olduğu tarafta yer alır. 66 metre yüksekliğindeki meşhur Milenyum Haçı, Hristiyanlığın geldiği iki bininci yılını taçlandırmak adına inşaa edilmiş.

Vardar Nehri’nin iki yakasına kurulan başkent Üsküp, eski ve yeni şehir olarak zarafet içinde akan nehir tarafından ikiye bölünür. Bu nehir serin sularıyla sadece bir şehri değil, aynı zamanda iki dini de birbirinden ayırmasıyla ünlenmiştir. Kimi kaynaklara göre nehirdeki Taş Köprü’nün Mimar Sinan tarafından yapıldığı belirtilmekte hatta isminin Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak anıldığı da söylenmektedir.

Akçaabat Belediyesi Türk Musikisi Derneği’ne devam ettiğim zamanlarda çok sevdiğim bir fasıl parçası vardı; Vardar Ovası. İşte tam da içindeydim Vardar Ovası’ndayım! Türk Musikisi’nin en güzel örneklerinden olan Vardar Ovası isimli fasıl parçası da ismini bu ünlü nehirden ve civarındaki ovadan almakta. Vardar Nehri’nin halen bacaklarını ıslattığı meşhur Taş Köprü ise Osmanlı dönemi eserlerinin kalıcı yapılarından olmuş ve şehrin simgelerinden biri haline gelmiş.

Balkanların tam ortasına denk gelen Üsküp, bu nedenle çok etnikli, tarihî mirası çok olan bir Balkan şehri olma ünvanını da elinde barındırıyor. 2000’li yılların hemen başında başlayan yoğun inşaat çalışmaları, bugün şehri daha gösterişli bir hale getirmiş, hatta köprüleri ve yeni yüzüyle Üsküp’ü bir cazibe merkezi haline getirmiş. ‘Üsküp 2014′ projesi ile Makedonya hükümeti, başkent Üsküp’ün siluetinde derin değişikliklere gitme kararı almış ve tabii ki bu durum halkın tepkisine yol açmış (esnafın yalancısıyım).

Üsküp’ün merkezi, yapılan değişikliklerle görkemli bir antik kente benzetiliyor. Yapılan heykellerin içinde en çok dikkat çekeni ise, Büyük İskender Heykeli. Bu çalışmalar kapsamında, Makedonya‘daki Arnavut ve Türkler, Üsküp 2014 projesinin kendi tarihlerine ve kültürlerine ait değerleri yansıtmıyor olmasından dolayı rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.

Üsküp’te Artvinli bir abi kardeş ile tanıştım, arazi araçları ile Dünya turuna çıkmış onlar da. Yol ortasında arkadaşlarla sohbet ederek yürüyorduk ve arkadan tanış olmayan bir ses geldi -Türk müsünüz? cümlesiyle irkildik… Bir tebessümle döndük ve bu ikiliye rastladık. Sokak aralarına girdikçe köfte kokuları almaya başladık ve dana etinden hazırlanan köfte, bana Akçaabat Köftesi’ni hatırlattı. Kültürlerimizin çok benzemesi, aynı ırkın torunları olmamızdandı bence. Bahsettiğim köfte buraya has ve muhakkak tadılması gereken bir lezzet.

Menü