Brüksel Gezi Rehberi

Belçika kraliyet ailesinin ana mekanı olan Brüksel, hem Belçika’nın, hem de Avrupa Birliği’nin başkenti. Brüksel, Senne Irmağı’nın Charleroi Willebroek kanallarının kesiştiği noktada yer alır. Avrupa Birliği’nin üç ana kurumu olan Avrupa Parlamentosu, AB komisyonu ve AB Bakanlar Konseyi’nin resmi organlarının çoğunluğunun bu şehirde olduğu göz önünde bulundurulursa, Brüksel’in Avrupa Başkenti olarak adlandırılması hiç şaşırtıcı değildir. Ayrıca NATO Merkez Karargahı da buradadır. Brüksel Gezi Rehberi :

Brüksel yüz yıllar öncesinde bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkan, adı bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelen bir şehirdir. Senne Nehri’nin kurumasıyla ortaya çıkan bir adaya Aziz Gaugericus 580 yılı dolaylarında bir şapel yaptırır. 695 senesinde Aziz Vindicianus bu kiliseyi görür, burada bir yerleşim yeri kurar ve adını Brosella olarak ilan eder. 1100’lerin ortalarında Brabant Dükalığı burayı başkent ilan edince kent git gide büyür. 1695 yılında Fransa Kralı 14. Louis tarafından bombalanan kent ağır hasar alır. 1830 yılındaki devrim sonucu ülke Birleşik Hollanda Krallığı’ndan ayrılır ve Brüksel başkent ilan edilir. Brüksel aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından ele geçirilen şehirlerden biridir.

Nüfusun %60’ının resmi dilinin Fransızca olduğu ülkede Felemenkçe resmi Almanca ise bölgesel resmi dildir. Her dört kişiden birinin Müslüman olduğu kentte en büyük azınlık gruplar Türkler ve Faslılardır. Ancak ülke geneline bakıldığında Müslümanların oranı %3.6 civarındadır.

Brüksel Gezi Rehberi : Brüksel’de Gezilecek Yerler

Başlıklara tıklayarak Brüksel gezilecek noktalar, görülecek yerler, müzeler, tarihi ve turistik mekanlar hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir ve siz de Interbus sayesinde Brüksel Gezi Rehberi listesindeki yerleri ve birbirinden güzel diğer Avrupa şehirlerini tek seferde, üstelik ekstra tur ücreti olmadan, en uygun fiyatlarla gezmek için aramıza katılabilirsiniz.

Grand Place (Grote Markt – Büyük Pazar Meydanı)

Brüksel’e gelen turistlerin genellikle ilk uğrak yerleri Brüksel’in önemli meydanlarından ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde olan Grand Place (Grote Markt) ‘Büyük Meydan’ etrafı cafe ve restoranlarla çevrili, irili ufaklı dükkanlardan ünlü markalara kadar bir çok mağaza meydana renk katar.  İlk olarak 11. yüzyılda kurulan ve kısa zamanda gelişen meydan, kentin aynı zamanda politik ve ekonomik merkezidir. Yılın her dönemi kalabalık olan meydanda konserler ve kültürel organizasyonlar yapılmaktadır. Meydanda birkaç yılda bir çiçeklerden oluşan kocaman bir halı yapılır. Eğer bu etkinliğe denk gelirseniz meydan bu görüntüsüyle sizi büyüleyecek.

Brüksel Belediye Binası

Meydanın en önemli yapısı, yapımı 18 yıl süren Hotel de Ville ya da bilinen adıyla Brüksel Belediye Binası 1420 yılında tamamlanmıştır. 96 metre yüksekliğinde olan bu sarayın inşa edildiği dönemde bu bölge yiyecek alış-satışının yapıldığı bir yer olduğundan onu çevreleyen sokak isimlerine yiyecek isimleri verilmiş. Sokaklardan bazılarının isimleri tavuk, peynir, tahıllar gibi isimlerdir.

İşeyen Çocuk Heykeli – Manneken Pis

Meydana yakın bir mesafede şehrin ilginç bir sembolü bilinen ismiyle Manneken Pis ‘İşeyen Çocuk Heykeli’ bulunmaktadır. Yılın belirli zamanlarında kostüm giydirilen bu heykel bazıları tarafından sanat eseri olarak görülürken, bir çok tartışmaya yol açmış fakat halen sevilen bir heykeldir. 1618 yılında bronzdan yapılan ve 61 cm boyunda olan heykelcik pek çok kez saldırıya uğramış ve çalınmıştır.  Heykel ilk olarak 1619’da Jerome Duquesnoy tarafından yapılmış. Defalarca çalınması nedeniyle tekrar tekrar yapılarak yerine konmuş. Brüksel’in simgesi olan heykel, bazılarına göre bir yangın felaketini engelleyen cesur bir çocuğun anıtı, bazılarına göreyse bir bomba fitili üzerine işeyerek bombayı söndüren çocuğun anıtıdır. Bugün ziyaretçilerini karşılayan heykel 1965 yılından kalmadır.

Atomium

Brüksel’de görülmesi gereken yapılardan biri de kentin dışında bulunan Atomium. 1958 yılında Brüksel’de düzenlenen EXPO Dünya Fuarı için 6 ayda inşa edilmiştir. Bir demir kristalinin 165 milyar kez büyütülmüş hali olan Atomium 9 tane küreden oluşan 102 metre uzunluğunda bir yapıdır. 102 m yüksekliğindeki çelik ve alüminyum yapı, mimar Andre Waterkeyn tarafından, 1958 Brüksel Dünya Fuarı için yapılmış. Brüksel’in bu gerçeküstü eseri, İşeyen Çocuk ile birlikte kentin simgesi haline gelmiştir.

atomium

Mini Europe

Avrupa’nın en önemli tarihi ve turistik yapılarının minyatür halini bulabileceğiniz bu alan Atomium ile aynı bölgeye yer alır.

St. Michael ve St. Gudula Katedrali

Yapımına 1225’te başlanan kilise, 15. yüzyılda tamamlanmış. Aziz Gudula’nın hazinesinin buraya getirilmesiyle bu ismi almış.

Belçika Bantkarikatür Sanat Merkezi

1906’da Victor Horta tarafından yapılan bina, ülkedeki çizgifilm ve karikatür bantları Şirinler ve Tenten’e adanmış.

Koningsplein ( Belçika Kraliyet Sarayı)

Belçika kraliyet ailesinin resmi ikametgahı. Yanındaki Laeken Park görülmeye değer.

Notre-Dame du Sablon (Onze Lieve Vrouw op de Zavel)

15. ve 16. yüzyıl kilisesi, geç Gotik mimarinin Belçika’daki en güzel örneği. Efsaneye göre buradaki kucağında çocuk bulunan Madonna heykeli, çalınarak Brüksel’e götürüldü. Ancak bakire Meryem’in kendine göründüğünü söyleyen Brükselli bir kadın tarafından Notre-Dame du Sablon’a teslim edildi.

Parc du Cinquantenaire

Zafer takı, 1880’de ülkenin bağımsızlığının 50. yılında yapılmış.

Basilique Nationale du Sacre Coeur (Sacre Coeur Bazilikası)

Yapımına 1905’te ülke bağımsızlığının 75. yılı şerefine başlanmış, yapımı 1970’de tamamlanmış. Dünyanın en büyük 5. kilisesi, Leopold II eseri.

Abbaye de la Cambre

16. yüzyılda yıkılıp tekrar yapılan bir manastır.

Brüksel Gezi Rehberi : Brüksel’de Ne Yenir? Ne İçilir? Nerede Yenir?

Brüksel denilince akla ilk gelen şey waffle ve biradır. Waffle için çıkış noktası bu kenttir. Bu sebeple burada mutlaka denemeniz gereken ilk yiyecektir. Alışık olduğunuz tadın çok daha fazlasını vaad eder. Bununla beraber çikolata ve biraları da son derece önemlidir. Bizim damak zevkimize çok yakın olmayan yılan balığı, tavşan bacağı, ördek gibi yemekler değişik lezzetler arayanlar için ideal olacaktır. Burada çoğu yerde bu yemekleri bulabilirsiniz. Sokak tatları sevenler içinse büfelerde patates kızartması ve midye dolma seçenekleri iyi olacaktır. Alışkın olduğumuz aksine, burada önemli olan soslardır. Ve elbette meraklıları Brüksel lahanasına bir bakabilir. Adı üstünde, burası minik lahanaların ana vatanı.

Waffle: Brüksel denilince aklam gelen ilk yiyecektir. Yerel halk pudra şekeri serpiştirilmiş olanları sevse de hemen her çeşidi satılmaktadır ve göz alıcı şekilde süslenirler.

Çikolata: Özellikle turistik merkezlerde pek çok çikolata dükkanı sizi karşılayacaktır. Çeşitli şekillerde ve aromalarda olan Brüksel çikolataları, bazen minik heykellr olarak bile karşınıza çıkabilir.

Patates Kızartması: En sevilen atıştırmalıklardan biridir. Küçük dükkanların baziları sadece patates kızartması satar. Minik bir kap içerisinde çeşitli baharat ve soslar ile satın alabilirsiniz.

Midye: Brüksel denilince akla gelen ikinci yiyecek midyedir. Yine farklı soslar eşliğinde unarlar. Bildiğimiz sade ve sossuz hali de tercih edilebilir. Koyu renk kaseler ile hemen her yerde satın alınabilir.

Anguille au Vert: Ülkede çok sevilen yılan balığından bir yemektir. Adaçayı ve kuzu kulağı başta olmak üzere çeşitli ot ve baharatlar ile pişirilir.

Bira: Bira konusunda ünlü olan kentte kayıtlı 400 kadar bira çeşidi olduğu söylenir. Hemen hemen her aroma ile yapılırlar. Meyveliler olduğu gibi sade olanları tadılabilir. Bira müzelerinde tadımlar yapılabilir.

Lapin la Kriek: Tavşan bacağının bira ile pişildiği bir yemektir. Değişik tatlar isteyenler deneyebilir. Yanında patates yada salata ile sunulur.

Brüksel’de Nerede Yenir?

Aman Belçika’dan Belçika çikolatalarının tadına bakmadan dönmeyin. Amsterdam’daki Amstel biraları gibi Belçika’da da ‘BeerMania’ biraları çok ünlüdür. Midye, Patates kızartması ve Waffle kentte en çok tutulan fast-foodlardır. Grand Place’de bu atıştırmalıkları yapan çok güzel mekânlar bulunur.

Brüksel Gezi Rehberi : Brüksel Hakkında Bilgiler
  • Ülke: Belçika
  • Para Birimi: Euro
  • Dil: Felemenkçe, Fransızca, Almanca
  • Brüksel Nüfusu: 1.830.000
  • Telefon Kodu: +32 (Belçika), 2 (Brüksel)
  • Interbus İletişim: 0090 541 387 8526

brüksel gezilecek yerler

Brüksel Gezi Rehberi : Bir Interbus Yolcusunun Gözünden Brüksel’e İşeyen Çocuk

Amsterdam’dan ayrılıyoruz. Paris’ten önce Belçika’ya uğrayıp Brüksel’i göreceğiz. Amsterdam’dan Brüksel demek yaklaşık 3 saatlik bir mesafeyi kat etmek anlamına geliyor. Gerçi Avrupa’da bir saat yol, bazen iki ülke anlamına gelebiliyor. Ama bizim oralarda öyle mi?  Mesela Bodrum ile Milas birbirini takip eden iki Muğla ilçesidir ama bir otobüsle gitmeye kalksanız burası da yaklaşık bir saat sürmektedir. Yani Muğla’nın iki ilçesi arasındaki mesafe Avrupa’da iki ülke arasında ki mesafeye denk gelebiliyor.

Açık hava müzesi formundaki Belçika, birkaç yüzyıl önce bir bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bir şehirdir deniliyor. Hatta Fransızca Bruxelles, Felemenkçe Brussel olarak bilinen bu kent, bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına geliyor.

Bu eski bataklık kentini gezmek için beynim ne kadar fotoğraf çekerse o kadar kârdayım. Kendime vermiş olduğum bu gazla dik rampalarla zenginleşen kente bir dalış yapıyorum. Şehrin merkezine doğru inerken dar ve kıvrımlı caddelerden geçtiğimiz oldu, işte o an sanki bir suyun içinde ilerliyormuşum hissine kapıldım. Ben ise şuan Avrupa’nın yönetildiği merkez binasının tam önündeyim. Aslına bakarsanız irkilmedim değil. Düşünsenize bütün Avrupa’nın yönetildiği tek bir merkez var ve siz o merkezin bulunduğu kentin geçmişte bir bataklık olduğu algısıyla caddelerde dolaşırken bir yapı ile irkiliyorsunuz.

Avrupa Birliği  ve Avrupa’nın başkenti olan bu şehrin post modern yapısı beni ayrıca etkileyen ana unsurlardan. Ha bir de Brüksel’e işeyen çocuk var tabi, bu daha da enteresan. Hani Türkiye’de bazı arabaların arkasında vardır yapıştırıcı şeklinde stickerlar. Aslında bu 61 cm ebatlarında tasarlanarak 1618’de yerine monte edilmiş bir heykelciktir. Ama şehrin hangi köşesine giderseniz gidin, her dükkânda ya da hediyelik eşya mağazasında boy boy işeyen çocuklar göreceksiniz. Bu işeyen çocuğun manasını merak ettim ben de sizler gibi sonra gezip araştırdım. Hayır, düşünüyorum da yahu bir sanat adamı, bir heykeltıraş nasıl bir psikoloji içine girebilir ki kalkıp işeyen çocuk yapsın, yok daha neler! Daha da garibi, bu 61 cm’lik heykelcik nasıl olur da bir şehrin sembolü haline gelebilir hala aklım almış değil. Gerçi bunun dünyadaki bir başka örneğini de Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da görüyoruz. Şehrin simgesi haline gelen küçük denizkızı heykeli 1909 yılında yapılmış ve halen ziyaretçi akımına uğruyor.  İşte bu heykelciği de aslında buraya gelen turistler meşhur etmişler. Demek ki neymiş; önünde fotoğraf çektirdiğimiz bazı şeyler zamanla bir semtin simgesi olabilirmiş, neyin önünde fotoğraf çekildiğinize dikkat edin bundan sonra 🙂

Brüksel’e gittiğinizde, ilk olarak Grand Place Meydanı’nı (Grote Markt) keşfetmeniz gerektiğini bilin. Peki, neden burası? Bu meydanın özelliği, Brüksel’in en güzel ve en önemli yapılarının bu meydanın etrafında yer alıyor olmasıdır. Dünya Miras Listesi’nde de yer alan Grand Place’de kafeler, çikolata dükkânları (ki burada çilekli çikolataları tadın derim), hediyelik eşya satan dükkânlar bulunuyor. Buradan sevdiklerinize güzel ve otantik eşyalar alabilirsiniz. (ve muhtemelen işeyen çocuk biblosu alacaksınız) Bu arada size bahsettiğim ve Brüksel”in en önemli simgelerinden biri olan İşeyen Çocuk Heykeli (Menneken Pis) bu meydana 5 dakikalık bir uzaklıkta bulunur, görmeden dönmeyin derim.

İstanbul’daki Miniatürk’ün bir benzerine burada da rastlıyoruz. Bunun ismi ise Mini Europe. Mini Europe’ta Avrupa’nın 80 şehrinden toplam 350 binanın 1/25 ölçüsünde maketleri sergileniyor. 24.000 m2 lik bir alana sahip Mini Europe’da eğlenceli vakit geçirebilir aynı zamanda Mini Avrupa Seyahati yapmış olursunuz. Bu arada yine bu parkın içinde yer alan ve tıpkı Eiffel Kulesi gibi bir fuar için yapılıp daha sonra kaldırılmayan Atomium bulunur. Bu yapıyı görmeden Brüksel’den ayrılmamalısınız. 102 metre uzunluğunda olan Atomium, Demirin Kristal Yapısının 165 milyon kat yakınlaştırılmış halinden esinlenerek, dokuz çelik kürenin birbirine bağlanması ile yapılmış. Hatta benim gibi fotoğraf ve mimarlık üzerine kurulmuş hayatları olanlar için burası kaçırılmaz bir şans.

Avrupa’nın önemli merkezlerinde bulunan çok önemli katedraller vardır. Hatta Avrupa’nın özellikle bu bölgesini gezerken, çoğu zaman yine mi katedral diye serzenişlerde bulunabilirsiniz ama burası hakikaten görülmeye değer. St.Micheal and St. Gudula Cathedral, Brüksel Treurenberg Tepesi’nde bulunan Romen Katolik Kilisesi’dir. Sahip olduğu mimari ile Paris Notre Dame Katedrali’ni andırıyor. Katedral girişi ücretsiz olmasıyla her ne kadar yüzümüzü güldürse de aynı bizim Sümela Manastırı gibi en özel yerlerini kapalı tutmuşlar.

Belçika’da benim en çok sevdiğim yerlerden biri Belçika Karikatür Müzesi (Belgian Comic Strip Center)’dir ve ben buraya girdiğimde hemen aklıma Sunay Akın geldi nedense Victor Horta imzalı Art Nouveau tarzındaki binasında çoğumuzun çocukluğunun vazgeçilmez karikatür ve çizgi filmlerinden olan başta Ten Ten, Şirinler ve Red Kit’e ait birçok karikatür çizimlerini, bazı dergilerin ilk sayıları gibi özel tasarımları görebilirsiniz. Orada yetkili bir abi vardı bende onun yalancısıyım; müzeye yıllık 200.000 den fazla ziyaretçi geziyormuş. Sadece bu istatistikî rakam bile beni büyülemeye yetti. Farklı bir gezi alternatifi arayan gezginler için Belçika Karikatür Müzesi güzel bir nokta olabilir derim.

Menü