Lübyana Gezi Rehberi

Slovenya’nın başkenti ve en büyük şehri Lübyana, küçük ve kısa sürede gezilebilecek bir şehirdir. Slovenya’nın tarihi oldukça eskidir. Araştırmalar Slovenya topraklarında 250.000 yıl önce ilk insanların yaşadığını belirlemiş. Bölgedeki bir mağaradan ise 55.000 yıl öncesine ait dünyanın en eski flütü çıkarılmış. Eski ve yeni kent olarak iki bölümden oluşan, Avrupa’nın büyüleyici güzelliğe sahip şehirlerinden biridir. Save ve Lübyanika nehirleri üzerinde kurulu olan bu küçük şehir, Alpler ve Akdeniz arasında Slovenya’nın tam merkezinde yer almaktadır. Kültüre çok önem verilen bu küçük kentte kütüphane, tiyatro ve sanat galerisi gibi mekanlar oldukça fazladır. Lübyana Gezi Rehberi :

Özellikle nehir kenarında pazar günleri kurulan antika pazarı keyif verici. Gece hayatıysa gayet canlı. Restoran ve barlar çok popüler. Çok sayıda da rock ve jazz müzik yapan barlar bulunur. Yaz aylarında nehir kenarlarındaki kafeler geç saatlere kadar açıktır. Lübyana’da tiyatrolar, sinemalar, kumarhaneler ve gece kulüpleri açısından seçenekler oldukça fazladır. Giderek artan turist miktarının yanı sıra büyük bir öğrenci nüfusuna da sahip bu küçük şehir yine de nüfusun çok az olmasından dolayı diğer bir çok Avrupa şehrine kıyasla oldukça durgun bir yaşama sahip.

2016 European Green Capital (Avrupa Yeşil Başkenti) ödülüne sahip Lübyana, yeşilliği ve doğal alanları ile öne çıkar. Şehrin ismi Lubliyana olarak telaffuz edilebilir. Ljubljana Nehri üzerinde tekne turlarına katılıp şık köprülerin altından geçerek şehri tanımanız bir başka olacaktır. Nehrin iki tarafında süzülen bu güzel ve sakin şehirden ayrılmak istemeyeceksiniz.

Lübyana Gezi Rehberi : Lübyana’da Gezilecek Yerler

Başlıklara tıklayarak Lübyana gezilecek noktalar, görülecek yerler, müzeler, tarihi ve turistik mekanlar hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir ve siz de Interbus sayesinde Lübyana Gezi Rehberi listesindeki yerleri ve birbirinden güzel diğer Avrupa şehirlerini tek seferde, üstelik ekstra tur ücreti olmadan, en uygun fiyatlarla gezmek için aramıza katılabilirsiniz.

Dragon Köprüsü

Şehrin ana köprülerinden olan Dragon Bridge (Ejderha Köprüsü)’in etrafında Lübyana’nın simgesi olan ejderha heykelleri bulunur. Önceleri tahta olan köprü, 1901 yılında Secession tarzında yapılmış. Güç, cesaret ve büyüklüğü temsil eder. Slovence adı ZmajskiMost olan Ejderha Köprüsü, 1901 yılında Hırvat mimar JurijZainovich tarafından inşa edilmiştir. Köprünün dört köşesinin üzerinde de şehrin armasında yer alan detaylı ejderha heykelleri yer almaktadır. Şehir merkezindeki Üçlü Köprü’den kuzey doğu yönüne 2 blok nehrin aşağısına yürüdüğünüzde karşınıza çıkan Ejderha Köprüsü, Ljubljana Açık Hava Pazarı’nın bitiminde bulunmaktadır.

Aziz Nicholas Katedrali

Ljubljana Katedrali olarak da bilinen Aziz Nicholas Katedrali, yeşil kubbesi ve ikiz kuleleriyle şehrin en dikkat çekici yapılarından biridir. 1646 – 1660 yılları arasında Barok stilinde inşa edilmiş olan Fransisken Müjde Kilisesi, Prešeren Meydanı üzerinde yer almaktadır. Pembe renkli göz alıcı mimarisiyle Ljubljana’nın en dikkat çekici dini yapılarından biridir.

Üçlü Köprü

Şehrin simgesi haline gelmiş bu taş köprü şehrin merkezinde yer alır. Yan yana duran ve 3 köprüden oluşan yapı diğer adı ile Üç Köprü ve Üç Kardeşler Köprüsü olarak da bilinir.  Slovence adı Tromostovje olarak bilinen Üçlü Köprü Ljubljanika Nehri’nin iki yakasını bağlayan köprülerdir. Şehir merkezinde bulunan köprülerden geçerek ünlü sloven şair France Preseren’in heykelinin de bulunduğu Preseren Meydanı’na, eski şehir bölgesine, açık hava pazarına ve Ejderha Köprüsü’ne ulaşmak mümkündür.

Preseren Meydanı

Ortaçağda ticaret merkezi olan meydan, günümüzdeki görüntüsüne 1895 depreminden sonra kavuşmuş. Center ile Eski Şehir arasındaki meydanın ortasında, Slovenya’nın en önemli şairi France Preseren’e ait bir heykel var. Etrafı 20. yüzyıl Art Nouveau binalarla çevrili bu meydandaki en görkemli yapı, 17. yüzyıl yapımı olan Fransiskan kilisesidir (Franciskanska Cerkev Marijinega Oznanjanja). Meydanın en güzel köşesi, nehrin diğer tarafına bağlanan Üçlü Köprü (Tromostovje)’dür.

Lübyana Town Hall

Zengin tarihi binalara ve eserlere ev sahipliği yapan Eski Şehir bölümü, Ljubljanika Nehri ile Kale Tepesi arasında yer almaktadır. Eski Şehir bölgesi Mestni ve Gornji olmak üzere iki ana meydana ve bu meydanları birbirine bağlayan büyüleyici otantik dar sokaklara ev sahipliği yapmaktadır.

Lübyana Kalesi

İlk kale Keltler zamanında, günümüzdeki kale 16. yüzyılda yapılmış. Kale önceleri konut olarak, sonra askeri amaçlı ve hapishane olarak kullanılmış. Mimari olarak dikkat çeken kale, 1905’ten beri kültür merkezi olarak hizmet verir ve çeşitli organizasyon ve kutlamalara ev sahipliği yapar. Şehrin ilk kuruluşundan bu yana ona tepeden bakan Ljubljana Kalesi, başkentin en önemli mimari simgelerinden biridir. Kaleye, Prešernov Meydanı’ndan binilebilecek otantik bir turist treni veya Krekov Meydanı’ndan hareket eden modern bir füniküler ile ulaşılabilmektedir. Ljubljana Kalesi içerisinde en ilgi çeken mekânlar şapel ve zindan bölümleridir. Haziran – Eylül ayları arasında rehberler eşliğinde gezilebilen kalenin sinema bölümünde yıl boyunca, başkentin taş devrinden günümüze tarihini anlatan üç boyutlu belgesel filmler oynatılmaktadır. Büyüleyici bir güzelliğe sahip olan kale içerisinde bir de hediyelik eşya mağazası bulunmaktadır.

Cumhuriyet Meydanı

Ljubljana’nın tarihinde önemli bir yere sahiptir. 1991 yılında Slovenya’nın Yugoslavya Federasyonu’ndan ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiği yer, bu meydandır. Meydanın karşısında ise Parlamento Binası yer alır.

Kongresni Trg (Kongre Meydanı)

Meydan Roma Emona döneminden beri Slovenya tarihindeki önemli olaylara tanıklık etmiştir.

Tivoli Parkı

Doğaseverlerin favorisi olan bu park, Modern Tarih Müzesi’ne de ev sahipliği yapar.

Mestni Meydanı

Tarihi Belediye Binası ve Robba Çeşmesi ile ünlüyken, Gornji Meydanı bozulmadan günümüze ulaşmayı başarmış orta çağ binaları ve bu binaları mesken tutmuş kafe, restoran ve butikleriyle adından söz ettirmektedir.

Ljubljana’da Ne Yenir? Ne İçilir? Nerede Yenir?

Slovenya’da farklı yemek çeşitleri bulunur. Ancak Gostilna ve Gostisce adını taşıyan restoranlarda geleneksel Sloven yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Domuz etinden yapılan kranjska klobasa, kraski prsut, zganci, struklji ve at etinden yapılan yemekler denenebilir. Tatlı olarak prekmurska, gibanica, potica ülkeye özgü lezzetlerdir.

Sloven şaraplarına örnek olarak kras teran, maalvazija, cviçek, traminec, belokrajec, metlişka, çrvina verilebilir. Union ve laşko, Sloven biralarıdır.

Lübyana Gezi Rehberi : Lübyana Hakkında Bilgiler
  • Ülke: Slovenya
  • Para Birimi: Euro
  • Dil: Slovence
  • Lübyana Nüfusu:
  • Telefon Kodu: 
  • Interbus İletişim: 0090 541 387 8526

lübyana gezilecek yerler

Bir Interbus yolcusunun gözünden Mistik Ejderhalar Şehri Lübyana

Açık söylemek gerekirse Lübyana beklentilerinizi karşılayamayacak kadar küçük bir başkent. Slovenya nüfusunun yaklaşık %20’sinin burada yaşadığı söyleniyor. Yeşili ve su kaynağının çok olduğu ülkede tarım kaçınılmaz bir faktör olarak gözükse de meyve pazarında kavun karpuz bile dilimle satılıyor. Interbus bu küçük şehri neden rotasına koyuyor derken farkına varıyorum bu şehir biraz farklı !

Yüksek kuleli yapılarının Avrupa’da daha önce gördüğüm binaları andırdığını düşünüyorum ama burada diğer Avrupa şehirlerindeki yapılara göre gözle görülür bir fark var. Mesela daha düzgün bir yerleşim var Lübyana’da ve cepheler daha düzgün. Örneğin İtalya şehirlerinde güzelim cephelere asılan rengârenk çamaşırlar gördük ve acaba insanlar bu güzelim cephelerin farkında değil mi diye düşünmekten alamamıştım kendimi. Lübyana bu anlamda tarihe de daha çok önem veriyor, bunu sadece cephelerden değil sanata da sahip çıkmalarından anlamak mümkün. Örneğin, her Avrupa ülkesinde olduğu gibi burada da pek çok meydan var ve meydanlar genelde edebiyatçı ya da sanatçı isimleriyle anılıyor.

Yugoslav Federasyonu’ndan kalan evler bir tarafa, burada göreceğiniz en meşhur şey ejderhalardır. Her yerde ejderha var. Öyle ki, Slovenya’nın bayrağında bile ejderha var. Peki nedir bu ejderhanın hikayesi hemen paylaşayım. Kentin simgesi olan bu ejderhaların çok farklı bir hikâyesi var. Ejderha heykellerinin bulunduğu Ejderha Köprüsü de kentin en önemli sembolik yapılarından. Turistler için bu heykellerin önünde fotoğraf çektirmek, olmazsa olmazlardan biri tabii ki.

Anlatılan Yunan efsanesine göre, kahraman Jason ve Argonotlar (altın arayıcıları) altın postu bulduktan sonra evlerinin yolunu tutmak istemiştir. Ancak Ege Denizi’ne dönmek yerine Tuna Nehri’nde kuzeye doğru yol alırlar. Tuna’nın bir kolu olan Sava’nın etrafından Lübyana Irmağı’nın kaynağına varmışlar. Gemilerini batıdaki evlerine dönmek için Adriyatik Denizi’ne taşımış, karaya çıkarmışlardır. Argonotlar, günümüz şehirleri Vrhnika ve Lübyana arasında, bataklıkla çevrili bir göle gelirler. Burada kahraman Jason’un bir canavar ile karşılaştığı ve kılıcı ile onu yendiği anlatılır. Bu canavar Slovenya’nın sembolü olan ejderhadır. Bayrağı üzerinde bulunan ve şehrin sembolü olan ejderhanın hiyakesi böyle anlatılıyor Lübyana‘da.

Artık enerjilerini ejderhalardan mı alıyorlar bilinmez kentin gençleri çok hareketli. Gecenin her saatinde dışarıda eğlenen gençleri görmeniz mümkün. Burada Interbus katılımcısı tam 50 kişi ile Preseren Meydanı’nda damat halayı oynadık ve onlara kendi kültürümüzden bir demeç sunduk. (Venedik‘te de horon oynamıştık) Bu arada Preseren Meydanı burada yaşayan ve dünyanın ünlü edebiyatçıları arasında sayılan bir edebiyatçının ismini taşımakla birlikte (milli şair) bu meydanda da bir heykeli bulunmaktadır.

Size tavsiyem, caddelerin birleşim yolu olduğu için genellikle canlı ve kalabalık olan Üç Kardeşler Köprüsü üzerinde günün belli zamanlarında yeteneklerini sergileyen sokak sanatçılarını izlemeniz olacak. Bu sizin için gerçekten farklı ve keyifli bir tecrübe olacaktır. Hemen karşınızda kalan Lübyana Kalesi’ni de kadrajınıza oturtarak bu keyifli anlara tanıklık edebilirsiniz. He ne yiyip ne içelim diye sorarsanız eğer, henüz tatmamış (çok da merak etmemiş) biri olarak çorbanın içine doğranmış pideli bir menüleri var Slav ırklarının, bu çorbayı deneyebilirsiniz. Çok vaktim olmadığı için bu çorba işini bir daha ki Interbus seyahatime bıraktım diyerek yeme içme seremonisini biraz hızlı geçmek istiyorum. Başıma bir şey geldiğinden değil de yeme içmeyi çok sevmediğimden olabilir. Yeme-içmeyi oldukça önemseyen Interbus katılımcılarından özür diliyorum.

Burada en çok dikkatimi çekenlerden biri de eğlence mekanlarında hit parçalar yerine, insanların kendi yöresel parçaları ile eğleniyor olmalarıydı. Mesela bizim Ankara Havası gibi düşünün işte, farklı bir ezgileri var müzik anlamında ve eğlenceleri de farklı. Bir kere alkol tüketimi burada çok fazla ama akşam 21.00’den sonra büfelerde satış yasak. Zaten eser miktarda olan gençlerin %60’ı başkentte yaşıyor. Çünkü burada hem üniversite hayatı çok canlı hem de buna bağlı olarak gece hayatı da fazla renkli. Tüm bunlar birleşince bu anlattıklarım da haliyle kaçınılmaz oluyor.

Şehri boylu boyunca ikiye bölen ve ismini başkentten alan nehir buraya resmen can suyu olmuş. Nehrin etrafında yürüyüş parkurları, hediyelik eşya satan büyüklü küçüklü dükkânların yanı sıra eğlence mekânları da var. Hatta burada Pazar günleri eski eşyalar ve antikaların satıldığı bir semt pazarı kuruluyor. Bu yüzden, Interbus geziniz sırasında bu şehir Pazar gününe denk gelirse şanslısınız.

Doğa düşkünlerinin mutlaka görmesi gerektiğini düşündüğüm bir ülke olan Slovenya, başkent Lübyana‘nın yanında muhteşem Bled Gölü ile de ünlüdür. Ancak şimdilik sadece Interbus rotasında olan Lübyana‘yı görmek nasip oldu kim bilir belki bir gün Interbus yeniden daha önce olduğu gibi Bled Gölü‘nü de rotasına ekler. (ekledik :))

Menü