Simge Aktaş – Interbus Sonrası Yorumu

Turun bitmesinden kısa bir süre sonra gelen bahsedilen bunalımla yazıyorum… Mutlaka herkesin aklında önce klasik ; ‘Bu kadar ülkeyi otobüsle nasıl dolaşacağız, nereleri nasıl görebileceğiz’ gibi sorular vardır. Açık konuşmak gerekirse tur başlayana kadar biz de bu sorularla geldik. Ancak sonradan anladık ki bu kadar ülkenin belki de daha zevkli daha dolu dolu yaşanacağı bir ortam olamazdı. Bu süreçte ‘Otobüs Hayatı’ denilen bir yaşam tarzına uyum sağlamış oluyorsunuz zaten. Hatta öyle ki tur bitince az aramıyor da değilsiniz. Önce hafiften yarı Avrupa ülkeleri ile başlayıp sonra merkeze gidene kadar içinizde hep ‘Sonra ne göreceğiz, hatta sonra ki bomba nasıl gelecek’ sorusu oluyor. Soruların hakkını da cevabını da çok net buluyorsunuz  Yediğiniz kahvaltı Budapeşte, akşam yemeğiniz Viyana’dan olacak. Bu duruma çabuk alışırsınız merak etmeyin. Viyana demişken, orası bana daha çok yağmuru hatırlatıyor bir de nasıl yağmurluk aradığımızı. Bu yüzden önceden verilen o ihtiyaç listesine harfi harfine uyun arkadaşlar, hepsine ihtiyacınız olacak. Sonuçta her an Avrupa’nın bir yerlerinde bir şeyler olabilir. Ancak ne olursa olsun sonu iyi bitiyor, inanın.

Ben son anda arkadaşlarımın işi çıkması nedeniyle tek katılmak durumunda kalmıştım. Evet yanınızda sizi tanıyan bir arkadaşınız olduğu zaman elbette daha güzel olacaktır ancak tek katılmanız durumunda da öyle aman aman bir eksiklik hissetmiyorsunuz hatta otobüstekiler yer yer sizin arkadaşınızdan daha da yakın olabiliyor. Ve de unutmayın ki insanları seyahat ederken daha iyi tanırsınız. Bu yüzden otobüs hayatını seveceksiniz, emin olun… Bu süreçte yaşadığınız her anın kıymetini bilerek gezin. Gezilmesi gereken yerlerde anı bulun. Çünkü bazen bir anı haline gelene kadar anın kıymetini bilemezsiniz. Gezdiğimiz yerlerde ne kadar güzel anı biriktirsek de kötü taraf olarak bunları şimdiden özlüyoruz. İşte burada otobüs’ün atasözü haline gelen, Caner Durukan’ın bize bıraktığı hayatımız boyunca bir felsefe haline gelebilecek sözü devreye giriyor; ‘Kuş ölür, sen uçuşu hatırla’ … Bu sözün çok açıklaması olmaz, yaşayın da görün derim. Burda bize bu anları yaşamamızı sağlayan hatta yaşatan Caner Durukan’a bir teşekkürü hatta büyük bir teşekkürü borç biliriz. Bize ayrıca nasıl profesyonel olunur onu da gösterdi. Çünkü bir şeyleri yaşatmaya fırsat vermek yaşamadan daha güçtür. Bu yüzden burası hakkında en küçük bir şüpheniz olmasın. Ayrıca kendisi Fransa’da Fransızların bizi 8 saat çayırın ortasında tutup pasaportlarımızı aldığında gösterdiği çaba ve ödediği 9500 Euro için ayrıca teşekkür etmek gerekir. Ve de gerçek bir Traveller ruhuna sahip olarak bizimle ilgilenen ve her konuda yardımcı olan centilmen koordinatörümüz Burak Gül’e de ayrıca bir teşekkür! İyi ki bazı insanları tanımışız, bir şeyler öğrenmişiz diyeceksiniz. Buradan sonra dedikleri gibi uzun bir süre hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hatta küçük bunalımlar da yaşayacaksınız. Ben bunu turdan sonraki gün salonumda uyandığımda, salonun İtalya’da bir yer olmadığını zor idrak ederek fark ettim. Bu yüzden, bence bu turun en kötü tarafı bu

Güzel anılar biriktirin, çünkü hayatınızda bir daha bu dakika bu saniyeden daha genç olmayacaksınız. Ama şunu söyleyebilirim burası güzel anılar biriktirmek için ideal hatta fazla ideal bir yer

Interbus Katılımcı Yorumları

Menü