Türkan Torun – Interbus Sonrası Yorumu

Yaklaşık 20 günlük Avrupa turumuzun sonuna geldik. Otobüsle Avrupa turu… İlk başta otobüsle o kadar yol gidilir mi diye tereddütlerim oldu. Evet çok yorucu ama otobüsle daha güzel kesinlikle.

Turumuzun adı Interbus. Genellikle 18-35 yaş arası katılımcıların alındığı bir tur. Ama son yıllarda %5 oranında 35 yaş üstünü almaya başlamışlar. Otel konaklamaları mevcut turda ama evimiz otobüsümüzdü çoğu zaman. Bir gün konaklama bir gün araçta yolculuk şeklindeydi. Yorucuydu evet ama eğlenceliydi de bir o kadar. Ben bu kadar bizimle ilgileneceklerini düşünmemiştim aslında. Şoförlerimizden tutun herkes ilgiliydi. Koordinatörlerimize özellikle teşekkürler. Bu yolculuğum sırasında iki defa taş düşürdüm, hep ilgili ve hep yanımdaydılar. Teşekkürler koordinatörlerimiz. Teşekkürler Interbus. Burada yeni yeni arkadaşlıklara imza attık. Bu bir tatil değil bir gezi ve anı biriktirmeydi.

Avrupa’nın neredeyse tamamını dolaşma fırsatımız oldu. O kadar rahat dolaşıyorduk ki sokaklarında kaybolsak da tek başımıza birer gezgindik. Yeni yerler görmenin heyecanı şişen ayaklarınızın ağrısını unutturuyordu.
Bu gezi sayesinde gördüm ki Avrupa bizlere çok abartılmış. Mesela çok temiz diye anlatılır ama öyle değil. En çok sevdiğim şey yaya geçitlerinde yayaların üstünlüğü idi. Arabalar bizi görünce çoğu ülkede duruyordu. Yayanın üstünlüğü güzelmişŞehirlerin düzeni çok hoş. Sokakların görünümü de öyle. Özellikle Güney Avrupa çok güzel. Uzun uzun anlatıp sıkmak istemem umarım yolunuz düşer. Her yerde Türklerle karşılaşmak her yerde kebapçı bulmak süperdi. Venedik’ten tutun da Nice’a kadar her yerde kebapçı var Bu gezide gördüm ki artık bizim ekonomik durumumuz yükselmiş. Her yerde Türk turistlerle karşılaştık. Her biri Türkiye’nin bir yerinden gezmeye gelmiş. Yolda Türklerle karşılaşıp sohbet etmek süperdi.

Berlin’in göbeğinde küçük tüpte çay demlemek, Floransa’da nehir kenarında Ankara makarnası yapmak çok ama çok keyifliydi. Brüksel’de arabasını çekip hepimize çiğ köfte dağıtan Adanalı abimizi de hiç unutmayacağım.

En sevdiğim şehir sıralaması :
1. Roma : Gerçekten beni büyüledi. Sokaklarında dolaşmak oldukça keyifliydi.
2. Paris : Geniş caddeleriyle Louvre Müzesi ile harikaydı.
3. Budapeşte : 4 gün çalışıp 3 gün dinlenilen bu şehri bu kadar sevebilecegimi hiç düşünmemiştim. Tek kelimeyle harika. Tuna Nehri o kadar mı güzel olur.!!
4. Floransa : Rönesansın başladığı yer olan bu şehir mimarisiyle oldukça güzeldi.
5. Amsterdam : Resmen sular üstüne inşa edilmiş bir şehir. Venedik’ten daha çok kanal var. Deniz seviyesinin altındaki bu şehrin çok kalabalık olması gezimiz zorlaştırsa da sevdim bu şehri. En güzeli de trafik sorunu yok. Bisiklet trafiği var? Takım elbiseli insanların bile bisiklete bindiği bu şehri unutamayacağım.
6. Venedik : Sular altındaki başka bir yer. Evler suların üstünde. Buraya ya vapurla ya da trenle girilebiliyor. Evlerin kanalizasyonu da bu kanallara akıyor Ama yine de güzel.
7. Brüksel : Gri şehirlerin en güzeli..

Orta Avrupa’da sınır kapıları olmaması ne hoştu… İnsanlar köprüyü geçip başka bir ülkeye varıyor. Hatta evleri bir ülkede işleri diğer bir ülkede..
Avrupa bizden çok önce metro kullanmaya başlamış o yüzden ki inanılmaz eski…
Avrupa’da başta Fransa olmak üzere en kötü işlerde göçmenler çalışıyor. Hiçbir tuvalette Fransız temizlikçi göremezsiniz. Hemen hemen tüm şehirlerde akşam seyyar satıcıları var. Yere tezgahlarını açıp şehri pazar yeri gibi yapıyorlardı. Avrupalı yemek yemiyor. Aç kaldık

Başta Paris ve Roma olmak üzere çok fazla hırsızlık ve kapkaç olayları yaşanıyordu. Zaten rehberimiz bu konuda çok uyarıda bulunuyor. Şükür biz de böyle bir sorun olmadı. Ama giderseniz aklınızda bulunsun

Uzun bir süre konserve, bisküvi ve çerez yemeyecegiz?.
KIRMIZI OTOBÜSE BİR ALKIŞŞŞŞ….

Interbus Katılımcı Yorumları

Menü