Barselona Gezi Rehberi

İspanya’nın ikinci büyük şehri ve Katalonya bölgesinin başkenti olan Barselona, yaklaşık bir buçuk milyon yerleşik nüfusu ve her mevsim dünyanın dört bir yanından gelen turistler ile kozmopolit bir şehirdir. İspanya’nın kuzeydoğu kıyısında yer alan bu şehrin tarihi İspanya’dan daha eskidir. En az 2000 yıllık bir tarihe sahiptir. Zamanında Roma İmparatorluğu’nun bir yerleşkesi olan iki bin yıllık şehir zaman içerisinde oldukça gelişmiştir. Gotik ve modern izlerin aynı anda görülebileceği bu şehir Avrupa’daki en popüler destinasyonlardan biridir. Barselona Gezi Rehberi :

M.Ö. 2. yüzyılda Kartacalılar tarafından kurulan şehir, Ortaçağda kurulan Barselona Devleti’nin de başkenti olmuş. Daha sonra Aragon Krallığı ile birleşen Barselona, krallığın en önemli kenti durumuna gelmiş. Barselona denince Gaudi’yi anmadan olmaz. Eserlerinden 8 tanesi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren ünlü mimarin ismi, adeta bu şehirle özdeşleşmiş gibi. Zengin kültürel mirası, ılıman iklimi, Akdeniz’in cazibesi ve de Gaudi’nin eserleri birleşince de Barselona büyüleci bir şehir haline gelmiş.

Zengin Romalılar tarafından kurulan Barselona tarihi boyunca Vizigotlar, Fransızlar, Müslümanlar, Hrıstiyanlar gibi farklı topluluklar tarafından yönetilmiş. Yakın dönem tarihte ise 1992 Olimpiyat Oyunları’nın burada düzenlenmesi ile şehir tamamen global bir yer haline dönüşmüş ve adını tüm dünyaya duyurmuştur. Akdeniz ikliminin tipik özelliklerine sahip olan Barselona her yıl milyonlarca turisti ağırlamaktadır. Şehirde yer alan muhteşem Gaudi eserleri gezginleri büyülemeye yetiyor. Dünyaca ünlü Mimar Antoni Gaudi’nin şehre kazandırdığı birbirinden güzel yapılar dışında şehirde bir çok tarihi yapı, meydan ve park bulmak mümkün. Şehrin en önemli noktaları ise Sagrada Familia Kilisesi, Park Güell ve Casa Mila. Bunlar dışında Poble Espanyol, Casa Batllo ve La Rambla Caddesi diğer dikkat çeken alanlar. Özellikle erkek gezginlerin en çok rağbet ettiği noktalarının başında ise F.C Barcelona Futbol Takımı’nın ünlü Nou Camp Stadyumu gelmektedir.

Otobüs, tramvay ve diğer ulaşım araçlarını da kolayca kullanabildiğiniz kentin metro hattı son derece yeterli. Barcelona Bus Touristic adındaki hop on & hop off turistik otobüslerle de şehirde yer alan tüm gezi noktalarına kolayca ulaşabilirsiniz. Dünya’nın en ünlü futbol takımlarından biri olan Barcelona’nın stadı Nou Camp yine bu şehirdedir.

Güneş ile özdeşleştirilen bu şehir, elverişli hava durumu nedeniyle tüm yıl ziyaret edilebilecek kentlerden biridir. Barselona gezi zamanı düşünüldüğünde Ağustos en yoğun dönemidir. Havanın sıcak olması ve bir çok yerin kapalı olmasına rağmen yaz tatillerini değerlendirmek isteyen bir çok turist Barselona’ya gelir. Bu dönemde mağaza sahiplerinin çoğu tatile gittiği için dükkanların büyük bir kısmı kapalı olabilmektedir. Yine de her yıl Ağustos ayında turist artışı gözlenmektedir.

1976’da başlayan kentsel dönüşüm çalışması ile Barselona’da açık alanlar yaratılmış ve meydanlar tasarlanmış. Akdeniz’in tuzunun, palmiye ağaçlarının ve Gaudi’nin dokunuşunun birleştiği Barselona, büyüleyici bir şehirdir. Hayatının bir döneminde burada yaşamış olan Picasso’nun yaklaşık 2500 eserinin bulunduğu Museo Picasso ziyaret edilebilir. Barselona Limanı’nı yıllık 1 milyona yakın geminin ziyaret ettiği söyleniyor.

Barselona Gezi Rehberi : Barselona’da Gezilecek Yerler

Başlıklara tıklayarak Barselona gezilecek noktalar, görülecek yerler, müzeler, tarihi ve turistik mekanlar hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir ve siz de Interbus sayesinde Barselona Gezi Rehberi listesindeki yerleri ve birbirinden güzel diğer Avrupa şehirlerini tek seferde, üstelik ekstra tur ücreti olmadan, en uygun fiyatlarla gezmek için aramıza katılabilirsiniz.

Sagrada Familia

Barselona’nın simgesi olan Gaudi’nin bu ünlü eserinin 1882’de yapımına başlanmış, ancak mimarın ölümünün ardından tamamlanmadan yarım kalmış. Sagrada Familia Kilisesi’nin yapımı henüz tamamlanamadığı için Bitmeyen Kilise olarak da bilinmektedir. Barselona’nın simgesi olan bu anıt kilise Gaudi’nin en ünlü ve görsel zeka ürünü eseridir.

Bu kilisenin inşa edildiği alan üzerinde 1882 yılında F. Del Villar’ın başladığı neogotik bir proje yapılıyordu. Villar’ın ani ölümü üzerine bu proje yarım kalınca 1883 yılında Gaudi çalışmaya başlamış ve hayatını bu kilisenin inşasına adamıştır. Gaudi, Sagrada Familia’ya kendini öylesine adamıştır ki çalışma ve uyuma alanlarını da buraya taşımıştır. 1926’da bir trafik kazası geçiren Gaudi, üç gün sonra bilinci kapalı bir şekilde 74 yaşında vefat etmiştir. Fakat kilisedeki çalışmalar devam etmiştir. 1936’da Gaudi’nin notları ve tasarımları İspanya Sivil Savaşı sırasında yakılınca çalışmalara ara verilmiştir. 1952 yılında karşı çıkmalara rağmen projeye yeniden başlanmıştır. Daha önceki çizim ve tasarımlar üzerine dayandırılan bu çalışmalar ile 1954-1956 yıllarında kilisenin ön yüzü ve batı kısmında bulunan dört kulenin inşası bitirilmiştir. 1987 yılında heykeltıraş Josep M. Subirachs proje ekibine katılmıştır.

Günümüzde inşası bitmiş kısımlar ve proje sırasında geçirilen süreçleri gösteren küçük bir müze ziyarete açıktır. Yapı içerisinde bulunan kuleler ise çıkılabilir durumda ve buradan şehrin manzarası harikadır. Barselona’nın en ünlü ve en çok ziyaret edilen noktalarından olan bu yapı tamamlanmamış olsa da UNESCO Dünya Tarih Mirası Listesi’ndedir. Ziyaretçilerin oldukça beğendiği dış yüzünün mimarisi oldukça güzeldir. Yaklaşık yüz yıl önce başlayan Sagrada Familia projesinin ünlü ve değerli İspanyol mimarı Gaudi’nin büyük ihtimalle en önemli eseri bu yapıdır. Kilisenin uzunluğu neredeyse etraftaki tepelerin yüksekliğine eşittir. Gaudi bunu yaparken insanın yaptığı şeylerin Tanrı yapımı şeylere ulaşabileceğini düşünerek yapmıştır. Doğa sever olan Gaudi bunu Sagrada Familia içerisinde de göstermiştir. 360 derece ile tüm kilise duvarını kaplayan camlar doğa figürleri ile işlidir. Bazilikanın iç yapısını ayakta tutan kolonlar, dallanıp budaklanan ağaçlar şeklinde tasarlanmış ve yapının içine girince ormanda dolaşıyormuş hissini verir. Bir şaheser olan Sagrada Familia her yaştan ziyaretçinin görmesi gereken bir yerdir.

sagrada familia

Kristof Kolomb Heykeli

La Rambla Caddesi’nin başında yer alan 60 metrelik Kristof Kolomb Heykeli, 1888 yılında Evrensel Barselona Sergisi (Exposicion Universal de Barcelona) için ve Kristof Kolombus’un Amerika’ya ilk seferinin şerefine yapılmıştır. Bu sefer sonucunda Kolombus, Kraliçe Isabella I ve Kral Ferdinand V’e Amerika kıtasının varlığını haber vermiştir. Heykel Rafael Atche tarafından yapılmıştır.

kristof kolomb heykeli

La Rambla Caddesi

Barselona’daki en ünlü cadde olan La Rambla Caddesi, işlek bir meydan olan Plaça de Catalunya ile Kolombus Anıtı’nı birbirine bağlar. Hem yerel hem de yabancı turistler için popüler bir nokta olan bu caddenin orta kısmı yayalara açıktır ve ağaçlarla sınırlandırılmıştır. Hediyelik eşya büfeleri, çiçekçiler ve sokak sanatçıları bu caddede görülebilir. Trafik ise yaya yolunun iki yanında akar La Rambla’dan Port Vell yönünde yürümeye devam ederseniz mağaza, tiyatro, sinema ve bir akvaryumun olduğu Rambla de Mar kısmına ulaşabilirsiniz.

Viaplana ve Pinon tarafından tasarlanan Rambla de Mar tahta bir köprü ile denize ulaşır ve Akdeniz’e bağlantının sembolüdür. Cadde ortasında şehrin en ünlü gezi noktalarından olan La Boqueria bulunuyor. Kapalı pazar olan La Boqueria’da bir birinden taze meyve ve sebzeler bulabilirsiniz. Cadde üzerinde birçok hediyelik eşya satan dükkan bulunuyor buradan sevdiklerinize ve kendinize güzel hatıra eşyalar alabilirsiniz. La Rambla Caddesi bu kadar hareketli olmasına rağmen pazar günleri neredeyse her yer kapanıyor. Sadece turistler ve ana cadde üzerindeki hediyelikçiler açık kalıyor. Onun dışında ara sokaktaki çoğu mağazayı pazar günleri açık bulamıyorsunuz.

Barselona’nın her zaman kalabalık olan, en ünlü caddesi. Kısmen trafiğe kapatılmış olan bu cadde, Plaça de Catalunya ve Port Vell’i birleştirir. Cıvıl cıvıl bir cadde olan La Rambla Caddesi, insana kendisini Beyoğlu’nda hissettirir; ara sokakları da aynı Cihangir gibidir. Tek farkı Beyoğlu’ndan daha temiz ve hareketli oluşudur. Sanki İstanbul’un bütün güzellikleri, bütün çirkinliklerinden arınarak burada toplanmıştır. La Rambla’da gezdikten sonra Akdeniz kokusunu içinize çekebileceğiniz Port Vell Limanı’na inebilirsiniz. Limanın önündeki meydanda, 1888’de Columbus’un Amerika’yı keşfinden sonra inşa edilen Columbus Anıtı’nı görebilirsiniz. Limandaki yatlar Akdeniz kıyısında süzüle süzüle salınırken size sanki ‘burada kal’ der gibidirler.

la rambla caddesi

La Boqueria

Barselona’daki en ünlü yiyecek içecek pazarı olan bu alan yerel halkın, yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktasıdır. La Rambla’dan aşağı giderken sağda kalan pazarın, 1593 yılında bölgede inşa edilen Saint Josep manastırının adı üstünde etkisi olduğuna inanılmaktadır. 1835 yılında bu dini alan yangından zarar görünce yerine bu pazar bir meydan olarak inşa edilmiştir. 1914 yılında pazar alanının üstü bugün de görülebilen demir yapı ile kapatılarak demir girişi renkli cam paneller ile süslenmiştir. İspanya’daki en renkli yerlerden biri olan bu pazarda taze sebze, meyve, balık ve et satılmaktadır. Bazı satış yerlerinde kurtçuk, böcek gibi egzotik yiyecekler satılmaktadır. Bunun yanı sıra La Boqueria’dan atıştırmalık bir şeyler de alabilirsiniz. Boqueria isminin ‘boc’ (goat / keçi) kelimesinden geldiği ve bununda 13. yüzyılda burada keçi eti satışı yapılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Aynı alan içerisinde yerel bir yerde yerel lezzetler tatmak istiyorsanız tapas bar adı verilen yerleri deneyebilir ve ayakta tipik Katalan ve İspanyol yiyeceklerinden tadabilirsiniz. Taze sıkılmış meyve suyu seçenekleri de La Boqueira’da bulabileceğiniz diğer bir çeşittir. Kısacası özellikle Akdeniz damak tadını yerinde yaşamak istiyorsanız buraya mutlaka uğramalısınız. Hemen her zaman kalabalık olan La Boqueria sabahın erken saatlerinde nispeten daha sakindir. Siz de La Boqueria’ya akşamüstü giderseniz biraz daha pazarlık yapıp ucuza alışveriş yapma şansına sahip olabilirsiniz. Yalnız dikkat, Mercat la Boqueria pazar günleri kapalıdır. Burası aslında kapalı bir pazar alanı gibi. Ancak içeride gerçekten uygun fiyata oldukça taze ve bölgeye has gıdalar bulmak mümkün.

la boqueria

Park Güell

Barselona aristokrasisi için yapılan bu park Barselona’yı gören bir tepe üzerindedir. Park Güell’in inşası bir geliştirme projesi olarak başlamış ve parkın inşasında doğal şekil ve figürler kullanılmıştır. Eusebi Güell isimli bir Katalan sanayici Barselona’nın kuzeyinde 17 hektarlık bir alan satın alarak burayı İngiliz tarzı bir yerleşim alanına dönüştürmek istiyordu. 1900 yılında Güell, bu proje ile ilgili Gaudi ile görüştü. Josep M. Jujol ve Francesc Berenguer gibi isimlerin de yardımıyla Gaudi 1914 yılına kadar bu alanda çalıştı. Fakat ticari olarak başarısız olan proje ile bir tane bile ev satılmadı. 1918 yılında devlete geçen arazi Park Güell olarak 1922’de halka açıldı. Ziyaretçiler ve parka bakan kişiler için iki tane ev inşa edildi. Gaudi’nin tasarladığı pavillion kısımları ünlü masal Hansel ve Gratel’dekine benzemektedir. Binanın çatısı parlak ve renkli kiremitlerle kaplıdır. Parkın girişindeki merdivenler de Gaudi’nin eseridir. Parkın sembolü haline gelen dragon görünümlü kertenkele bu kısımda yer almaktadır. Başka bir merdiven kısmı ile Gran Placa Circular’a geçilir. Burada yaşayanlar için alışveriş mekanı olarak inşa edilen dünyanın en uzun bankı ile bitişiktir. Buradan Akdeniz manzarası harikadır. Tüm platform 86 sütun ile desteklenmektedir.

Parka giderken çevrede birçok hediyelik eşya satan dükkan ve seyyar satıcıya denk gelebilirsiniz. Buralarda satılan eşyalar daha çok Gaudi tarzında yani oval ve rengarenk. Eğer bu tarz hediyeliklerden hoşlanıyorsanız Park Guell etrafındaki hediyelikçilere göz atabilirsiniz. Carmel Tepesi’ndeki bu alışılmadık park, 1984’ten beri UNESCO korumasında. Ünlü mimar Gaudi’nin tarzını ve onun ne kadar özgün bir sanatçı olduğunu göreceğiniz bu parkta kendinizi masal diyarında hissedeceksiniz. Gezmekten çok keyif alacağınız parkın her köşesinde ayrı bir müzik, ayrı bir ruh vardır. Saatlerce kalsanız da, Park Güell’den zor ayrılacaksınız.

park güell

Katalan Ulusal Sanat Müzesi

Barselona’nın en önemli müzesi.

katalan ulusal sanat müzesi

Casa Mila

Sagrada Familia’dan sonra Gaudi’nin Barselona’daki en ünlü ikinci binasıdır. Tamamen doğal taşlardan inşa edilmiştir ve bu nedenle tasarım ya da renkten yoksundur. Antoni Gaudi tarafından inşa edilmiş en büyük sivil bina olan bu yapı La Pedrara olarak da bilinir. 1906-1910 arasında inşa edilen bu bina, Gaudi’nin kendisini Sagrada Familia’ya adamadan önce yaptığı son çalışmasıdır. Casa Mila’nın yapılması zengin bir işadamının Casa Batllo binasından etkilenip Passeig de Gracia’nın köşesinde bir bina yapılmasını istemesi ile olmuştur. Sonuç olarak Casa Batllo’dan daha az renkli ve görkemsiz bir bina yapılmıştır. Casa Mila ile geleneksel mimari özellikleri kırılmıştır. İnşa sırasında çeliğin kullanımı ile düzensiz zemin planları gerçekleştirilmiştir. Tüm odaların ışık almasını sağlamak için biri yuvarlak biri oval şekilde iki tane avlu inşa edilmiştir. Yapının balkonları dışarıdan bakıldığında dalga gibi görünür. Demir kullanılarak yapılan bu balkonlar Josep Maria Jujol tarafından tasarlanmıştır. Binanın ön yüzü yamaç ve yamaçta mağaralar şeklinde de görülür. Casa Mila’nın en son katı, çatısı ve çatı katı ziyarete açıktır. Son katın iç tasarımı 20.yüzyılın başları hakkında fikir verir. Dış yüzünde olduğu gibi iç yüzünde de düz bir çizgi yoktur. Odalarda ekspresyonist ve sanatsal izler görülür. Çatı kısmında Gaudi’nin çalışmaları, fotoğrafları ve binalarının çizimleri görülebilir. Yapının büyük ihtimalle en etkileyici kısmı çatı terasıdır. Sürrealist tarzda yapılmış bacaların bulunduğu bu kısım insanlar tarafından bilim kurgu hikayelerdeki askerlere benzetilir. Küçük heykellere benzeyen bu bacalar tek tek ya da grup olarak tasarlanmışlardır. Çatı ayrıca Park Güell’de yer alan bankın bir kısmına benzetilir. Casa Mila’nın tepesinden Eixample bölgesi manzarası izlenebilir. Casa Mila’yı ziyaret etmek için 16.5 € ödemeniz gerekmektedir. ‘Diagonal’ ve ‘Passeig de Graci’ isimli metro durakları bu yapıya son derece yakın mesafededir. Barcelona Bus Turistic, üstü açık turistik otobüsler ile de bölgeye ulaşabilirsiniz.

casa mila

Santa Maria Del Mar Bazilikası

Barselona’da yer alan gotik bir kilisedir. 14. yüzyıldan kalma bu kilise deniz kenarında yer alır ve La Ribera’nın sakinleri tarafından inşa edilmiştir. 15. ve 18. yüzyıllardan kalma renkli camları meşhurdur. Dışarıdan bakıldığında Santa Maria del Mar bir yalnızlık hissi verir. Ribera’nın dar sokaklarından ulaşılan kilisenin iç kısmı ise dışının aksine aydınlık ve ferahtır. Tipik bazilika tarzında inşa edilen yapının üç tane koridoru vardır. 1939 yılında meydana gelen yangın nedeniyle gotik kiliselerde bulunan figürlerin büyük bir kısmı kaybolmuştur. 1329-1383 yılları arasında inşa edilen kilise Saint Mary of Sea (Denizin Aziz Meryemi) ne adanmıştır. Kilisenin iç kısmı yangın nedeniyle zarar görse de hala ziyaret etmeye değerdir. Santa Maria del Mar’ın yanında Fossar de les Moreres adı verilen bir anıt bulunmaktadır. Bu anıt Katalan milleti için oldukça önemlidir çünkü 1714’de Barselona yenilgisinde ölen savaşçıların bir kısmı buraya defnedilmiştir. Plaça de Santa Maria ve Picasso Müzesi’nin kilisenin yakınında bulunur.

santa maria del mar bazilikası

Barselona Katedrali

Barselona’da yer alan bu yapı 13. ve 15. yüzyıllarda inşa edilmiştir. 1298’de başlanan katedral inşasının büyük bir kısmı 14. yüzyılda tamamlanmıştır. Katedral etrafında Roma ve Orta Çağ döneminden kalma yapılar dikkat çekmektedir. Neo gotik ön yüze sahip olan katedral, çatısında ise hem yerel hem de mitolojik hayvan figürleri ile bilinir. Katedral daha önce inşa edilen bir şapel üstüne inşa edilmiş ve orijinal mihrap daha iyi görüş açısı için yükseltilmiştir. Barselona Katedrali, Romalılar döneminde şehit olan Eulalia of Barcelona’ya adanmıştır. Bir hikayeye göre Eulalia şehir meydanında çırılçıplak bırakılmıştır ve bahar ayında beklenmedik yağan kar vücudunu kapatmıştır. Bunun üstüne kızgın Romalılar Eulalia’yı içerisinde bıçakların olduğu bir varile koyup varili gezdirmiştir. Aziz Eulalia’nın mezarı katedral içerisinde bulunmaktadır. Katedralde yer alan şapellerden biri 1571 Lepanto Savaşı’nda kullanılan gemiden bir haç içerir. Bir Katalan efsanesine göre geminin gövdesi bir savaş güllesinden son anda kurtulmuştur ve bunun Osmanlı’nın savaşta yenileceğine dair bir işaret olduğuna inanılmıştır. Barselona Katedrali 13 beyaz geyik figürünün olduğu bir geçide sahiptir. Bu sayının ise Eulalia’nın 13 yaşında öldürülmesini sembolize ettiği düşünülür. Her noktası detaylı bir şekilde düşünülüp yapılmış bu katedral Barselona’da mutlaka görmeniz gereken yerlerdendir.

barselona katedrali

Camp Nou

1957 yılından beri Barselona Futbol Kulübü’ne ev sahipliği yapan stadyum 96.336 seyirci kapasitesine sahiptir. Kapasite açısından Avrupa’nın en büyük, dünyanın 11. en büyük stadyumudur. Nou Camp açıldığı günden bugüne uluslar arası birçok organizasyona ev sahipliği yapmıştır. UEFA Şampiyonlar Ligi final maçı iki kez ve 1992 Yaz Olimpiyatları futbol yarışmaları burada oynanmıştır. Barselona Futbol Kulübü stadyum içerisine reklam almayan tek futbol kulübüdür. Stadın estetik yapısına ters düştüğü söylendiği için reklam alınmamaktadır. Franco döneminde Katalanların diktatörlerden kaynaklanan streslerini attıkları tek yer stadyumdu. Bu nedenle Nou Camp Stadyumu ve futbol İspanyol kimliğinin bir parçası haline gelmiştir. Stadyum içerisinde mağazalar ve futbol kulübüne ait bir müze bulunmaktadır. 3. hat ile ‘Palau Reial’, ‘Maria Cristina’ ve ‘Les Corts’, 5. hat ile ‘Badal i Collblanc’ metro duraklarında inerek stadyuma ulaşabilirsiniz. Barcelona Bus Turistic, üstü açık turistik otobüsler ile de bölgeye ulaşabilirsiniz. Nou Camp Stadyumu içerisinde F.C Barcelona Müzesi, misafir soyunma odası, duşlar, koridorlar, saha çıkış tüneli, basın tribünü, kapalı tribün vb gibi en önemli noktaları dilediğiniz gibi gezebilir, resim çekebilirsiniz. Stadyum ve müze tur ücreti 19 eurodur.

camp nou

Tibidabo

512 metre ile Serra de Collserola’da yer alan en yüksek dağdır. Bazı efsanelere göre Tibidabo, şeytanın İsa’ya tüm kutsallığı karşısında tüm dünyayı teklif ettiği yerdir. Bölgede bir lunapark, Torre de Collserola adı verilen bir telekomünikasyon kulesi ve Temple de Sagrat Cor adında bir Katolik kilisesi bulunmaktadır. İnşası 60 yıl süren kilisenin tepesinde İsa’nın Kutsal Kalbi (Sacred Heart of Jesus) isimli heykel bulunmaktadır. Buradaki lunapark ise Barselona’daki en eski lunaparktır. İçerisinde 20. yüzyılın başlarından kalma oyuncaklar olsa da hala orijinalliğini korumaktadır. Bu park Woody Allen’ın ünlü filmi ‘Vicki Christina Barcelona’ filminde de yer almıştır. Tibidabo’da yer alan tüm bu mekanlardan şehir ve deniz manzarası harikadır. Bölgeye finiküler tren, otobüs ya da araba ile ulaşabilirsiniz. 1901 yılında burada inşa edilen tren yolu İspanya’da bu tarzda inşa edilen ilk tren yoludur. Metro ile gelmek isterseniz 7 nolu hatla gelip Tibidabo istasyonunda inmelisiniz. İndikten sonra finiküler tren ile tepeye çıkabilirsiniz. Bir noktadan sonra tepeye yürümeniz de mümkündür. Yürüyüş yolu üzerindeki kafelerde dinlenip manzaranın tadını da çıkarabilirsiniz.

tibidabo

Barceloneta Plajı

barceloneta plajı

Casa Batllo

Antoni Gaudi ve Josep Maria Jujol’un restore ettikleri bir binadır. 1877 yılında inşa edilen bina 1905- 1907 yıllarında yeniden tasarlanmıştır. Barselona Passeig de Gracia’da yer almaktadır. Yerel adı “Casa del ossos” olan Casa Batllo orta sınıf bir aile için yapılmıştır. Gaudi’nin yaptığı her şey gibi bu yapı da oldukça etkileyici görünmektedir. Modern mimari örneklerinden olan binanın özellikle zemin katı şekilsiz oval pencereleri ve taş heykel işleri ile görmeye değerdir. Casa Batllo mimari açıdan incelendiğinde tasarımcısının amacının düz çizgilerden kaçınmak olduğu açıkça görülür. Ön yüzünün büyük bir kısmı kırık seramiklerden simetrik olmayan bir şekilde yapılmıştır. Çatı kısmı bir dinozor ya da dragona benzetilmeye çalışılmış kavisli şekildedir. Gaudi’nin diğer şaheseri olan Casa Mila ile karşılaştırılan Casa Batllo da muazzam bir mimari harikasıdır. Bir 19. yüzyıl evinin yeniden tasarlanması ile yapılan bina peri masallarındaki gibi bir dış yüze ve etkileyici bir iç kısma sahiptir. 1898 – 1906 yılları arasında birbirine bitişik üç ev ünlü mimarlar tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bu evler Cadafalch’ın yaptığı “Casa Amatller”, Montaner’in eseri “Casa Lleo Morera” ve Gaudi’nin çalışması olan “Casa Batllo”dur. Bu evlerden üçü de modern tarzda yeniden inşa edilmiştir ve en ünlüsü Casa Batllo’dur. Balkonlarında kemik görünümlü sütunlar vardır ve üst katları kafatası görünümlü parçalar içerir. Casa Batllo’ya “House of Bones” (Kemikler Evi) denmesinin nedeni budur. Yapının çatısı da mimari açıdan çalışılmış bir kısımdır. Bir sürüngen görünümünde olan çatı, kimilerine göre bir dragonu kimilerine göreyse bir dinozoru temsil etmektedir. binanın ön yüzündeki iskelet ve kafatası figürleri de bu dinozor ya da dragonun kurbanları olarak görülür. Binanın dış yüzü kadar iç yüzü de görmeye değerdir. Gaudi’nin tüm çalışmalarında olduğu gibi buranın iç yüzünde de düz çizgiler kullanılmamıştır. Gaudi, tahta kapıları, cam işlemeli pencereleri, renkli çinileri ve oyma ile yapılan şöminesi ile Casa Batllo’nun her detayını düşünmüştür. Casa Batllo Ziyaret Saatleri & Giriş Ücretleri Yapı, her gün saat 09:00-20:00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır. 28, 31 Mayıs , 15, 21, 27 Haziran günleri ise saat 14:00 ‘e kadar açıktır. Casa Batllo’ya giriş ücretli ve yetişkinler için 20,35 Euro’dur. Casa Batllo’ ya Ulaşım Bölgeye en yakın metro durağı “Passaig de Garcia” dır. Barcelona Bus Turistic, üstü açık turistik otobüsler ile de bölgeye ulaşabilirsiniz.

Montjuic Tepesi

Barselona merkezinin yakınındaki, 1992 olimpiyatlarının yapıldığı tepenin muhteşem bir şehir manzarası var. Tepenin diğer bir cazibesi ise 1929’da Barselona Dünya Fuarı ve Uluslararası Fuarı için inşa edilen, Pablo İspanyol Köyü. Burası, İspanya’nın mimari tarzını temsil eden bir köy oluşturma konusunda bir tecrübe olmuş. Montjuic Tepesi’ndeki Ulusal Saray, 1929 Uluslararası Sergi için Montjuic tepesinde inşa edilmiş ve Ulusal Sanat Müzesi’ne ev sahipliği yapar.

Torre Agbar

Barselona’nın yeni ikonik sembolü olan Torre Agbar gökdeleni 144 metre yüksekliğinde ve 38 katlı bir yapıdır. Bu gökdelen çok uluslu Agbar şirket grubuna aittir ve adını da buradan almaktadır. 2005 yılında açılmış ve 130 milyon euroya malolan gökdelenin 165 milyon euroya satıldığı söylenmektedir. Barselona’daki ileri teknoloji eserlerinden biri olan bu yapı 50. 693 metre kare alan üstüne inşa edilmiş ve içerisinde binlerce ofis barındırmaktadır. Gökdelenin şekli Montserrat Dağına benzetilmiştir. Oval bir görünüme sahip dış yüzü farklı renklere boyanmış kısımlardan oluşmaktadır ve farklı açılardan bakıldığında daha güzel gözükmektedir. Özellikle geceleri Torre Agbar ışıklandırıldığında farklı renkler çok daha güzel gözükmektedir.

Port Vell

Barselona Limanı’nın bir parçası olan limandır. 1992 Barselona Olimpiyatları öncesinde yenileme çalışmaları kapsamında inşa edilmiştir. Günümüzde milyonlarca turistin uğrak noktası olan bu liman, yapılmadan önce boş ambar, tren yolu depoları ve fabrikaların olduğu bir yerdi. Limanda Maremagnum isimli bir alışveriş merkezi bulunmaktadır. Bu merkezde mağazalar, sinema, barlar ve restoranlar vardır. Ayrıca 22 kısımdan oluşan 6 milyon litre deniz suyu kullanılan Avrupa’nın en büyük akvaryumu da buradadır. İçerisinde 8000 kadar balık çeşidi ve 11 tane köpek balığı bulunmaktadır. Rambla de Mar isimli bir yaya yolu La Rambla Caddesi’ni limana bağlar. Gemilerin limana girmesi için açılır kapanır bir köprü bulunmaktadır. Port Vell içerisinde ziyaret edebileceğiniz bir başka nokta ise Barselona’nın en ilginç müzelerinden olan Museu d’Historia de Catalunya’dır.

Barri Gotic

Barselona’nın Ortaçağ döneminden kalma bölgesi. La Seu Cathedral, gotik bölge Barri Gotic‘in merkezinde yer alıyor.

Barselona Modernist Binaları

Barselona’da sıradışı pek çok modernist bina vardır. Passeig de Gracia Sokağı’ndaki 3 tanesi Illa de la Discordia (Uyumsuz Bloklar) adıyla anılır. Bunlar Josep Puig Cadafalch tarafından yapılan Casa Amatller, Gaudi tarafından yapılan Casa Batllo ve Casa Lleo-Morera’dır. Bu binaların bulunduğu sokağın biraz uzağında, Antoni Gaudi’nin Barselona’daki en alışılmadık binalarından olan ve Sagrada Familia’ya başlamadan önceki son eseri Casa Mila bulunur.

Parc de la Ciutadella

Hayvanat bahçesi, müzeler ve Catalan Parlamento’suna ev sahipliği yapar.

Magic Fountain (Sihirli Çeşme Gösterisi)

Bu çeşmede yazın ışıklı gösteri yapılır. 1929’da yapılan çeşme, yılda tahmini 2,5 milyon ziyaretçi alır.

Plaça de Catalunya

Barselona’da yer alan bu meydanda şehrin en önemli sokak ve caddelerini buluşturduğundan bir bağlantı noktası olarak görülmektedir. Plaça de Catalunya’dan herhangi bir yere taksi, otobüs, metro ya da diğer toplu taşıma araçları ile gidebilirsiniz. Şehrin merkezinde bulunan Plaça de Catalunya çeşmeleri ve heykelleri ile ünlüdür. Özellikle yerli halk için popüler bir buluşma noktasıdır meydan 50 bin metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Bu büyük meydan eski ve yeni şehir merkezi olarak da düşünülür. Bu büyük meydan burada toplanan güvercinler ile de bilinir. Oldukça büyük bir meydan olmasına rağmen günün her saatinde kalabalık olan bir yerdir. 19. yüzyılın ortasına kadar şehir duvarları dışında kentin dışında olan Plaça de Catalunya 1858’de Madrid merkezi hükümetinin bu duvarı yıkması ile daha popüler ve işlek hale gelmiştir. Oval şekildeki meydan ağaçlar ile çevrilidir. Bu nedenle trafikten uzaktır. Meydana gelişi güzel yerleştirilmiş heykellerin en bilineni Katalan hükümeti eski başkanı anısına yapılan “Francesc Macia” heykelidir. Bu heykel 1991 yılında Sagrada Familia’nın inşasında da görev alan Josep Subirachs tarafından yapılmıştır. Dikkati çeken diğer bir heykel Josep Clara’nın yaptığı bir kadın figürüdür. Bu heykel “La Deessa o l’Enigma” (the Goddess of the Enigma / Enigma Tanrıçası) ismini taşır ve bir havuzun ortasında bulunmaktadır. 1982 yapımıdır. Plaça de Catalunya’nın doğusunda El Corte Ingles’in evi olan beyaz bir binada tüm İspnaya’da şubeleri bulunan bir alışveriş merkezi bulunmaktadır. Burada elektronikten bahçe ürünlerine çok çeşitli ürün yelpazesini görebilirsiniz. 9. kattaki çatısından şehir manzarasını izlemek de mümkündür. Meydana ulaşım son derece rahattır. Bölgeye “Catalunya” (L1, L3, L6, L7) ve “Passeig de Gràcia” (L2, L3, L4) metro hatları ile meydana ulaşabilirsiniz. Barselona Hava alanı – Şehir Merkezi ulaşımını sağlayan Aerobus otobüslerinin duraklarından birisi de burasıdır.Eski şehir ve Eixample bölgesi arasında kalan Plaça de Catalunya, Barselona’nın en yoğun meydanı. Burası ayrıca şehrin en ünlü caddelerinden La Rambla’nın başlangıcı.

Arc de Triomf

1888’de Evrensel Sergi’nin giriş kapısı olarak yapılmış.

Arenas de Barcelona

Boğa güreşi arenası olarak inşa edilen bina, günümüzde modern alışveriş merkezine çevrilmiş.

Plaça d’Espanya

Monjuïc Tepesi’nin ayağındaki büyük meydan. Buradan şelaleri geçerek tepedeki Palau National’a yürüyebilirsiniz.

Poble Espanyol

1929 Uluslararası Sergi için yapılan bu yerleşim yeri, şimdi restoran, bar ve alışveriş mekanlarıyla turistlerin çok ziyaret ettiği yerlerden. Burası bir açık hava mimari müzesidir. Montjuic Dağı,Barselona’da bulunmaktadır. 1929 yılında Barselona’da düzenlenen Barselona Uluslar arası Sergisi için tasarlanmıştır. Küçük bir İspanyol köyü modelidir. Josep Puig i Cadafalch İspanya’nın farklı yerlerinin mimarisi, tarzı ve kültürünün sunulduğu bir yer yapılması fikrini ortaya atmıştır. Amaç ideal bir İspanyol köyü modeli ortaya çıkarmaktı. Mimar Francesc Folguera ve Ramon Reventos Poble Espanyol’u yapan kişilerdir. 13 ayda inşa edilen müze yapılırken sadece uluslar arası sergi için olacağı düşünülüp 6 ay kalmak üzere yapılmıştır. Fakat daha sonra gördüğü yoğun ilgi nedeniyle kalıcı olmasına karar verilmiştir. İnşa edilecek yerin İspanya’nın tüm bölgelerini temsil etmesi amaçlanmıştır. Galice’den Bask bölgesine, Aragon’dan Endülüs’e her kısma yer verilmeye çalışılmıştır. 1929’dan beri ziyaretçisi olan Poble Espanyol’ın civarında birçok bar, kafe ve restoran da bulunabilir. Poble Espanyol 42.000 metre karelik bir alan üstüne yapılmıştır. Caddeler ve meydanlar dışında içerisinde 117 tane bina bulunmaktadır. Poble Espanyol içerisinde Fondation Fran Daurel adı verilen kısımda Miro, Picasso, Tapies ve diğer ünlü sanatçıların modern sanat eser koleksiyonları da görülebilir. Burayı ziyaret ederken sesli rehber hizmetinden faydalanabilirsiniz. Gezerken cam ya da deri işi ile uğraşan ustaları canlı izlemek de mümkündür. Köy içerisinde çeşitli lokantalar ve dükkanlar bulunuyor. Restoranlarda ortalama olarak bir spagetti 9-10 Euro civarında. Çok fazla turist yoğunluğu olmayan köyde çok eğlenceli saatler geçirebilir, çok güzel fotoğraflar çekebilir, Montjuic Tepesi‘nden muhteşem Barselona manzarasının keyfini doyasıya yaşayabilirsiniz. Poble Espanyol Giriş Ücreti Köyün girişi ücretli olup yetişkinler için 11 Euro’dur. Köy girişinde rehin bırakacağınız bir kimlik ile Audio Guide (sesli rehberi) yaklaşık 5 Euro’ ya kiralayabilirsiniz. Maalesef rehberde Türkçe dil seçeneği bulunmuyor. Poble Espanyol ‘ Ulaşım Poble Espanyol şehir merkezine biraz ters bir konumda bulunuyor. Barcelona Bus Turistic, üstü açık turistik otobüsler ile bölgeye ulaşabilirsiniz.

Parc Joan Miro

Joan Miro anısına yapılmış parkta modern heykeller var.

Gran Teatre del Liceu

1847 yılında Barselona’da inşa edilmiş opera binasıdır. La Rambla’da yer alan bu yapı diğer Avrupa şehirlerindeki opera binalarının aksine özel idarenin elinde bulunmaktaydı. Avrupa’daki birçok opera binası monarşi ile yönetimini devlete devrederken burayı Societat del Gran Teatre del Liceu (Great Liceu Theater Society /Büyük Liceu Tiyatro Topluluğu) almıştır. Bu durum binanın mimarisini bile etkilemiştir. Örneğin diğer opera binalarında royal box (kraliyete ayrılan izleme kısmı) bulunurken Liceu’da bu kısım yoktur. Avrupa’nın en güzel opera binalarından sayılan yapı, 1994 yılında trajik bir şekilde yanarak oditoryum ve sahne kısmı zarar görmüştür. Yeni Liceu 2000 yılında açılmıştır ve ön yüzü ile diğer kısımlarında orijinalliğin korunmasına önem verilmiştir.

Eixample

Modern binaların ve Gaudi’nin pek çok binasının bulunduğu bölge.

Picasso Müzesi

Gerek sanat gerekse binasının mimarisi için ziyaret etmeye değer bir müzedir. Barselona’da yer alan bu müze 20. yüzyılın ünlü sanatçısı Pablo Picasso’dan değerli eserlerin sergilendiği bir yerdir. Picasso’nun 3.500’den fazla çalışmasını görebileceğiniz Picasso Müzesi sanatçının en değerli koleksiyonunun sergilendiği yerdir. 9 Mart 1993 tarihinde açılan müzede görebileceğiniz en önemli eserlerden bazıları ‘The First Communion’ (İlk Arkadaşlık) ve ‘Science and Charity’ (Bilim ve Hayırseverlik) isimli çalışmalardır. Picasso, Barselona ile gençliğini ve yetişkinliğini şekillendirip ölümüne kadar süren bir ilişkiye sahiptir. Picasso Müzesi de özellikle Picasso’nun Barselona şehri ile olan ilişkisini ortaya çıkarmaktadır. Müze giriş ücreti 9 € Müzede aynı zamanda Picasso’nun çok ünlü olmayan, ilk yıllarındaki az bilinen eskizleri bulunuyor.

Parc de l’Espanya

İçinde pek çok heykel barındıran bir park.

Passeig de Gracia

Barselona’daki en önemli alışveriş ve iş merkezi sayılan ve şehir mimarisinin önemli eserlerinin bir kısmının yer aldığı bu cadde, İspanya’nın en pahalı caddesi olarak nitelendirilmektedir. 3, 4 veya 5. metro hattını kullanarak ulaşabileceğiniz cadde üzerindeki ünlü yapılar ise, Casa Mila ve Casa Batllo, Illa de la Discòrdia, Casa Amatller, Casa Lleo Morera, Museu del Perfum, Cases Antoni Rocamora, Casa Bonaventura, Casa Fuster, Casa Pons i Pascual, Casa Ramon Casas, Hotel Majestic, Palau Robert, Teatre Tívoli, Jardins de Salvador Espriu.

Pedralbes Manastırı

Şehrin kuzeyinde yer alan, gotik mimariyle yapılmış manastır.

Salvador Dali Müzesi

Bu müze Barselona’nın yakınındaki Figueres şehrinde. Dali’nin eşsiz eserlerinin sergilendiği müze, aynı zamanda Dali’nin ilk sergisini açtığı yer. İspanyol iç savaşında harap olan bina, Figueres Belediyesi tarafından 1960 yılında Dali’ye hibe edilmiş. Binayı genişleterek baştan tasarlayan Dali, müzeyi 1974’te açmış. Dali’nin kendi koleksiyonundan 4.000 eserin sergilendiği müze, gerçeküstünün sanatla buluştuğu ender yerlerden biri.

Sanat yapmak için aklı devre dışı bırakmak gerekir” diyen Dali’nin amacının günlük işleri alaycı bir tavırla düşsel hale getirmek olduğu söyleniyor.

Sürrealizm yani “gerçeküstücülük” akımının en önde gelen sanatçısı Salvador Dali şöyle söyler: Diğer dünyaların olduğu kesin, ama benim sık söylediğim gibi bu diğer dünyalar bizimkinin içinde. Yani yeryüzünde ikamet ediyorlar ve tam olarak Dali Müzesi, sürrealizmin şüphe götürmeyen sanrısal merkezidir.

Barselona Gezi Rehberi : Barselona’da Ne Yenir? Ne İçilir? Nerede Yenir?

Yemek kültürü son derece zengin olan kentte, İspanyol, Katalan ve Arap mutfağının harika bir sentezi var. Tapas denilen mezelerinde bile onlarca çeşit görmek mümkün. Kentin deniz kenarında olması elbette deniz ürünlerinde son derece başarılı olmalarını sağlıyor. Bununla beraber taze meyve ve sebzeler çok seviliyor. Balık, meyve ve sebze vazgeçilmezleridir diyebiliriz. Siz de ister hafif atıştırmalıklar, isterseniz daha zengin tatlar keşfedebilirsiniz. Türk yemeklerine özlem duyanlar Türkçe isimle açılan lokanta ve kafeler görebilirler. Yalnız uyarmalıyız ki bunların çoğu gerçek Türk yemekleri satmıyorlar. Sahipleri de genelde Türk değil. Bu sebeple Barselona’da iseniz damak tadınıza uygun olan Katalan yemeklerini tercih etmenizi öneririz. Eğer ekstrem yemekler istemezseniz, daha sade ve doyurucu tercihler bulabilirsiniz. Bu zengin kültürün tadına varıp, gezerken bile çeşitli atıştırmalıklar deneyimleyebilirsiniz.

İspanya’da yeme ve içme kültürün bir parçasıdır. Akdeniz esintileri yiyeceklerde de kendisini fazlasıyla hissettirir. Katalan mutfağında sıkça kullanılan et, deniz ürünleri, balık, tavuk, meyve ve farklı yemişler hazır Barselona’ya gelmişken denenebilir.

  • Sangria: Votka ve şarap kullanılarak yapılan bir alkollü içecektir. İçerisine Portakal başta olmak üzere çeşitli meyveler eklenir. Bir çeşit kokteyldir.
  • Paella: Bir pilav türüdür ve ana malzemesi pirinçtir. Bildiğimiz pilavdan daha suludur ve içerisinde karides ile midye başta olmak üzere, çeşitli deniz ürünleri eklenir. (deniz ürünlü pilav-ana yemek olarak söylenmeli)
  • Omlet: Özellikle patatesli omlet Barselona’da oldukça ünlüdür. Soğan, salça ve zeytin ile pişirilir. Nispeten yoğun kıvamlı bir yiyecektir.
  • Conil amb Cargols: Salyangoz ve tavşan eti ile yapılan bir yemektir. Barselona’ya has olan bu yemek, değişik tatlar arayanlar için idealdir.
  • Tapas: Her yerde yemek öncesi servis edilen yada içeceklere eşlik edecek şekilde hazırlanan mezelerdir. Çeşitli sebzeler,et yada deniz ürünleri ile yapılır. Fazlaca çeşidi bulunur. Ekmek dilimleri üzerinde yada minik kaplarda satılır.
  • Şarap: Cava şarabı kentin geleneksel içeceklerindendir. Ucuz ve kaliteli olması sebebiyle dünyaca ünlüdür.
  • Gazpacho (domates çorbası)
  • Iberian jambon (domuz bacağı)
  • Octopus (ahtapot)
  • Manchego cheese (peynir)
  • Pimientos padron (közlenmiş yeşil biber)
  • Chipirones (yavru kalamar)
  • Mejillones (midye)
  • Caracoles llauna (salyangoz)

Barselona ve İspanya deyince akla gelen bir şey daha vardır: Flamenko! Peki Barselona’da flamenko nerede izlenir?

  • Tablao de Carmen
  • La Rumbeta
  • Palacio del Flamenco
  • Los Tarantos
Barselona Gezi Rehberi : Barselona Hakkında Bilgiler
  • Ülke: İspanya
  • Para Birimi: Euro
  • Dil: İspanyolca, Katalanca
  • Barselona Nüfusu:
  • Telefon Kodu: 
  • Interbus İletişim: 0090 541 387 8526

barselona gezilecek yerler

Menü