Berlin Gezi Rehberi

Avrupa’nın bohem ruhu Berlin, Almanya’nın başkenti ve en büyük şehri olmaktan öte, Avrupa’nın ekonomik, siyasi ve kültürel alanda en önemli merkezidir. Berlin aslında çok büyük bir şehir olmasına rağmen turistik bölgeler genellikle eski şehrin içinde yer alıyor ve ulaşması oldukça kolay. Berlin Gezi Rehberi :

On binlerce Türk nüfusa sahip Berlin’de aynı Türkiye’deki gibi bakkal, restoran, cami ve berber olan mahallelere rastlayabilirsiniz. Berlin’de müslüman nüfusun çoğunu Türkler oluşturmaktadır. Şehirdeki nüfus yoğunluğundan dolayı içerisinde aynı Türkiye’deki gibi lokanta, kahvehane, berber ve marketlerin olduğu kendi mahallelerini kuran vatandaşlarımız Avrupa’nın bir çok yerinde olduğu gibi bu şehirde de yemek konusunda imdadımıza yetişiyor.

Günümüz Almanya topraklarına ilk olarak M.Ö. 2. yüzyılda Keltler, M.Ö. 1. yüzyılda Germen kabileleri gelmiş. Berlin’in önemi ise 1710’da Prusya’ya başkent olması ile başlamış. Kent 1871’de Alman İmparatorluğu’na, 1933’den itibaren de Nazi Almanya’sına başkentlik yapmış.

2.Dünya Savaşı’nda müttefik devletler tarafından işgal edilen Berlin, savaş sonunda Doğu Berlin ve Batı Berlin olmak üzere 2’ye bölünmüş. 1961’de ‘Utanç Duvarı’ olarak anılan Berlin Duvarı’nın yapımına başlanmış ve halkın doğudan batıya geçişi engellenmiş. Bu dönemde şehrin tüm tarihi yerleri Doğu Berlin tarafında kalmış. 9 Kasım 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılması ve 3 Ekim 1990’da Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesinden sonra Berlin, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin başkenti olmuştur.

Berlin’de hem savaşın acılı günleri yaşanır, hem sanatın coşkusu hissedilir, hem klasik Avrupa havasında biralar yudumlanır. Pek çok şeyi içinde toplayan bu özel başkent, Avrupa’nın gezi noktalarının da başkenti olmayı hak eder.

Berlin Gezi Rehberi : Berlin’de Gezilecek Yerler

Başlıklara tıklayarak Berlin gezilecek noktalar, görülecek yerler, müzeler, tarihi ve turistik mekanlar hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilir ve siz de Interbus sayesinde Berlin Gezi Rehberi listesindeki yerleri ve birbirinden güzel diğer Avrupa şehirlerini tek seferde, üstelik ekstra tur ücreti olmadan, en uygun fiyatlarla gezmek için aramıza katılabilirsiniz.

Berlin Duvarı

Bir dönem Doğu ve Batı Berlin olarak ikiye ayrılmış şehri 1961’den 1990’a kadar ortadan ikiye ayıran Berlin Duvarı görmeniz gereken yapılar arasında. Utanç Duvarı olarak anılan Berlin Duvarı’nın günümüzde hala bir kısmı turistlerin fotoğraf çektirmek için uğrak noktalarından biri haline gelmiş durumda. Berlin Duvarı’nın doğu yakası, dünyanın her yerinden gelen ressamların yaptığı resimlerle Berlin’in uluslararası özgürlük anıtı haline getirilmiş.

berlin duvarı

Brandenburg Kapısı

Soykırım anıtına yakın bir mesafede bulunan ve Berlin’in simgesi olarak kabul edilen Brandenburg Kapısı, Doğu ve Batı Berlin’in bir zamanlar sınırını oluşturmuştur. Berlin Duvarı’nın ilk burada yıkılması ile hafızalara kazınmış bir yer olan Brandenburg Kapısı, 2. Dünya Savaşı sırasında zarar görmüş ve ardından restorasyona uğrayarak yeniden inşa edilmiştir. Brandenburg Kapısı Doğu ve Batı Berlin’in birleşmesiyle birleşmiş özgür Berlin’in sembolü olmuştur.

brandenburg kapısı

Alman Parlamento Binası – Reichstag

Tepesindeki cam kubbesiyle bir tasarım harikası. Kubbeye vuran ışık, aynalar aracılığıyla parlamento salonuna yansır. Yağmur suyunu arıtabilen, güneş panelleri ile elektrik üretebilen bina, son derece işlevsel olarak tasarlanmıştır.

alman parlamento binası

Berlin Belediye Binası

Şehir merkezinde yer alan bu tarihi bina görülecek yerler arasında.

berlin belediye binası

Berlin Zafer Sütunu

Almanya’nın 1800’lü yıllarda kazandığı Prusya Savaşı’na itafen yapılan Berlin Zafer Sütunu da bu şehrin uğrak noktalarından biridir. 8.3 metre boyunda ve 35 ton ağırlığındaki Victoria heykelinin eklenmesiyle yapılara isim takmayı seven Berlinliler anıta Altın Else anlamına gelen Goldelse adını vermiştir. Yalnız Berlin’in simgesi olan asıl yapı Brandenburg Kapısı Berlin’i ziyaret edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yapıdır.

berlin zafer sütunu

Alexanderplatz

Tüm turistlerin ilgi odağı ve buluşma noktası olan Alexanderplatz, Berlin’in en merkezi noktası diyebiliriz. Berlinliler meydanı Alex olarak adlandırır. Meydanda Berlin’i 360 derecelik açıyla seyredebilecek Berliner Fernsehturm (Televizyon Kulesi) bulunur. Alışveriş için oldukça uygun mağazaların yer aldığı bu meydanda yılın belirli zamanlarında çeşitli festivaller de düzenlenmektedir. Eğer acıktıysanız meydan civarındaki restoranlarda karnınızı doyurabilirsiniz.

alexanderplatz

Berlin TV Kulesi

1965-1969 yılları arasında Doğu Berlin’li mimarlar tarafından inşa edilen TV kulesi, 203 metre yükseklikte yer alan gözlem odası ve 207 metre yükseklikte bulunan restoran ile turistler için oldukça ilgi çeken bir yapıdır. Hala Almanya ve Berlin’in simgeleri arasında yer alan bu kulenin tepesinde bir de restoran bulunuyor. Berlin tv kulesi hem şehrin simgelerinden hem de Berlin’i havadan gözlemlemek için oldukça iyi bir yer. Berlin TV Kulesi Almanya’nın en yüksek, Avrupa’nın ise en uzun 4. yapısıdır. Burası Berlin manzarasını tepeden izlemek isteyenler için idealdir.

berlin tv kulesi

Berlin Katedrali

Bu yapı günümüze kadar bir çok kez tasarımı değiştirilmiş bir katedraldir. 1700’lerde ilk olarak Barok stilinde tasarlanmış, sonraları Neo-Barok tarzda tasarlanarak 1905’te yeniden inşa edilmiş. 2. Dünya Savaşı’nda hasar gören yapı, 1981’de restore edilmiştir. Bu katedrali de gördükten sonra Berlin TV Kulesi’nin bulunduğu alan olan Alexanderplatz’a geçebilirsiniz.

berlin katedrali

Müzeler Adası

Spree Nehri üzerindeki küçük bir adada 5 müze yer alır. Bu müzeler, Bode Museum, Neues Museum, Alte Nationalgalerie, Altes Museum, Pergamonmuseum’dur. Pergamonmuseum’da Bergama’dan getirilen Bergama Zeus Sunağı, Miletos şehrinden getirilmiş muhteşem güzellikteki devasa Roma Pazaryeri Kapısı, Babil İştar Kapısı, Mşatta Alınlığı sergilenir. Müzeler adası UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ndedir.

müzeler adası

Checkpoint Charlie

Kapı 1961-1989 yılları arasında Doğu Berlin ve Batı Berlin arasındaki ana geçiş noktalarından biri olmuş, 1990’da törenle kapatılmıştır. Kapıyı temsilen bir kulübe, kum torbaları bulunur. Kulübenin hemen yanında Checkpoint Charlie Müzesi yer alır. Bu müze, şehrin acı ve ızdırapla dolu geçmişini fotoğraf, video ve belgelerle göz önüne serer.

checkpoint charlie

Soykırım Anıtı

Katledilen Avrupa’lı Yahudiler Anıtı, 2711 adet beton bloktan oluşuyor. Yahudi soykırımında hayatını kaybedenlere adanan bu anıt mezar 25 milyon Euro’ya malolmuş ve 2005 yılında ziyarete açılmıştır.

Potsdamer Platz

Berlin’in modern yüzünü sergileyen meydanda sokak sanatçıları izlenebilir. Berlin Duvarı’ndan kalıntıların olduğu meydanda, duvara sakız parçaları yapıştırmak bir gelenek haline gelmiştir.

Under den Linden

Kilometrelerce devam eden bu geniş caddenin üzerinde tarihi binalar, kafeler, restoranlar, mağazalar yer alır.

Berlin Gezi Rehberi : Berlin’de Ne Yenir? Ne İçilir? Nerede Yenir?

Domuz eti burada da çok sıklıkla kullanılır ve bu yüzden domuz eti yemek istemiyorsanız mutlaka bunu belirtmelisiniz. Sosis çeşitleri ve sosis ile yapılan yemekler sıkça kullanılıyor. Bunun dışında hamur işi sevdiklerini de söyleyebiliriz. Hamur işlerinden yapılma atıştırmalıkları sevebileceğinizi düşünüyoruz. Zincir ve hızlı yemek restoranları kentte mevcut, yine sağlıklı yemekler tercih edenler için çokça tercih var. Kentte değişik milletlerden insanlar yaşadığından yemek konusunda da çeşitlilik var. Ancak kente özgü, önemli yiyecekleri sıraladık;

Kartoffelpuffer: Genel olarak bir patates köftesidir diyebiliriz. Yumurta ve soğan koyulur ve kızartılır.Üzerine elma sosu kullanarak yenir.

Currywurst: Sosisi küçük dilimlere ayırarak pişirirler ve üzerine köri katılmış ketçap koyarlar.Yanına patetes kızartması ile tercih edilir. Hemen her yerde bulunabilen, ünlü bir öğün yemeğidir. Sosis genellikle domuz etinden yapılır ancak dana ve hindi de bulunabilir.

Pfannkuchen: Krep yada akıtma tarzı bir yiyecektir. Mayalanmış hamuru ince bir halde pişirirler ve üzerine çeşitli reçeller sürüp, rulo yapıp yerler.

Pasta: Alman’ların pasta konusunda ünlendiğini biliyoruz, özellikle kara orman pastası denilen scwarzwalder kirschorteden en geleneksel pasta türüdür ve buradan yayılmıştır.

Bira: Berliner weibe tüm ülke dışında Berlin’e has bir biradır. Genellikle içine çeşitli meyve likörleri koyulur. Renk ve aromaları vardır. Tercih etmezseniz klasik bira türlerinin tadına bakılabilir.

Apfelschorleyi:İçinde alkol bulunmayan ve elma suyu-soda karışımı olan bir içecektir. Tadı çok yabancı gelmeyecektir ve alkol sevmeyenler için ideal bir seçim olacaktır.

Almanya’da domuz eti kullanımı yaygındır.

Farklı şekillerde yapılan sosis her öğün tüketilir.

Schnitzel yoğun yapılır.

Balık olarak ringa filetosu ya da kızartılmış tatlı su levreği zanderfilet yenir.

Lokmaya benzeyen berliner popüler bir tatlıdır.

Buğday birası Berliner Weisse mit Scbuss çok tüketilir.

Berlin’de Nerede Yenir?

Berlin yemekleri çoğunlukla damak tadımıza yakındır. Bu nedenle yemek seçmek ve doymak zorlu olmaz. Hemen her yerde bir Türk lokantası ya da Türk yemekleri satan bir yer bulma şansınız vardır. Döner gibi yemekler değil de daha farklı tatlar isterseniz pasta ve bira Almanya ile özdeşleşmiştir ve denenmelidir diyebiliriz.

Berlin Gezi Rehberi : Berlin Hakkında Bilgiler
  • Ülke: Almanya
  • Para Birimi: Euro
  • Dil: Almanca
  • Berlin Nüfusu:
  • Telefon Kodu: 
  • Interbus İletişim: 0090 541 387 8526

berlin gezilecek yerler

Berlin Gezi Rehberi : Bir Interbus Yolcusunun Gözünden Hafiften Bir Türk Şehri Berlin

Orta Avrupa Ülkesi, sanki Türkiye gibisi, yalnızca adres sorduğumda sert bir şekilde tarif alınca Almanya’da olduğumu hissettiğm şehir.. 🙂

Dresden’e uğradıktan sonra Türk Mahallesi diye de anılan Kreusberg -ki Çeyiz Dükkanı bile gördük :)- den geçip Berlin Duvarı önünde duruyoruz, 1961 yılında Doğu Almanya’nın almış olduğu kararı ile yapımına başlanan 46 km olan duvarın en ünlü kısmında aşağıya iniyoruz ve üstünde yer alan grafittileri keşfetmeye başlıyoruz, grafitti sanatı tarihçesi aklıma geliyor tarihi ilk çağlara dayansa da aslında anlamını 2.Dünya Savaşı’nda buluyor ve şuan önünde durduğumuz Batı Almanya duvarında sanatçıların boyalarını yenilediği grafittiler mevcut ki hepsinin evrensel bir anlamı var, hepsini keşfetmek için de neredeyse bütün Berlin’i dolaşmak gerekiyor.. Biz yalnızca fotoğraflarımızı çekip hatıralarımızı cebimize aldıktan sonra benim heyecanla merak ettiğim Spree Nehri üzerinde yer alan Müzeler Adası. Sora sora devam ediyoruz, sol tarafımızda şehrin en büyük katedrali Berliner Dom ve tam karşımızda Müzeler Adası içerisinde beş müzenin yer aldığı ve İzmir Bergama’dan getirilerek burada sergilenen Zeus Altar Sunağı ve Pergamon Müzesi.. Türklüğüm tutuyor müze önünde hatıra fotoğrafları çekiliyorum müze saati girmeme engel olduğu için üzgünüm tabii.. Neyse yine gideceğim kısmet olursa 🙂 Yemeğimizi Berliner Dom’a karşı yerken Almanya’da yaşayan daha sonrada Afgan olduğunu öğrendiğimiz bir aile dikkatimi çekiyor, küçük kızlarını havaya atarak fotoğraf çekmeye çalışıyorlar ki ben de duramıyorum onlara katılıyorum makinemle onları uzaktan çekiyorum. Bunu gören kızın babası gülerek yanımıza gelip teşekkür ediyor ben de bunu fırsat bilip küçük kızı kucağıma alıp bir güzel seviyorum adı da Fatma’ymış onunla bir güzel oynadıktan sonra yavaştan kalkıyoruz karanlık çökmeden şehri keşfe çıkıyoruz.

Alexanderplatz’e doğru yürümeye akşam bulutların içinde kaybolmaya başlıyoruz.. Meydana geldiğimizde avmlerin bizi çepeçevre kuşattığını görüyoruz ki içim daralıyor, ruhum kararıyor. Hareketli meydan, bira festivaline denk geliyoruz, kızlar Primark’ı ziyaret edip çıkıyorlar ve hemen canlı müzik yapan sokak sanatçıların arasına karışıp kendimize türk satıcılar olduğunu anladığımız seyyar satıcılardan alkol kullanmadığımız için portakal suyu alıyoruz ve Berlin’e karşı fondip yapıyoruz beynimiz yerine, keyfimize dibine yolumuza devam ediyoruz.. 🙂

Menü