Türkiye’nin lider gençlik derneklerinden Avrupa Sanat Topluluğu (AVSAT) kurucu başkanı ve Interbus Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Caner Durukan ile yapılan keyifli sohbetimiz:

Sohbetimize başlamadan önce, Caner Durukan kimdir? Neler yapar? Bize biraz bahseder misiniz?

– Caner Durukan, şimdiye kadar sayısız sosyal sorumluluk ve gençlik projelerinde yer alan ve bu tecrübesini genç arkadaşlarıyla paylaşmak isteyen, Ankara doğumlu genç bir gezgin ya da girişimci diyebiliriz. Şuan Interbus A.Ş. yönetim kurulu başkanlığı ve genel koordinatörlüğü dışında kurucusu olduğum AVSAT’ın başkanlığını yürütmekteyim.

Topluluktan, derneğe ve ardından Interbus’a uzanan maceranızı anlatır mısınız?

– Ankara Üniversitesi’nde ilk olarak Avrupa Sanat Topluluğu’nu kurdum, bu toplulukla çeşitli ücretsiz etkinlikler yapıyordum. Daha önceden gönüllülükle ilgili çalışmalarda yer aldığım için etkinliklerin ücretsiz olması benim için öncelikti. Topluluk başkanıyken çeşitli kurumlarla işler yapıyorduk, hatta yardım çalışmalarımız oldu, okulun otobüsüne atlayıp çeşitli köylere oyuncak dağıttığımız bile oldu. Tabi bu durum üniversitenin hoşuna gitmemiş olacak ki karşı çıktılar daha sonradan. Ben de aynı isimle derneği kurdum, sonuçta bir amacım vardı ve artık dernek olarak çalışmalarımıza devam etmek, bizim için daha iyi oldu diyebilirim. Bu sayede tüm Türkiye’ye açılmış olduk. Ardından projeler, geziler derken Interbus markası doğdu. Bana gezi düzenleyemezsin diyen üniversitem bugün Çanakkale gezileri düzenliyor, düşündükçe gülüyorum kendi kendime.

Peki direk konuya gelelim bu mesleği neden seçtiniz? Neden Interbus?

– Söylediğim gibi daha önce ulusal ve uluslararası bir çok programda yer aldım, farklı ülkelerde yaşadım, projelere katıldım çok farklı deneyimler yaşadım. Zamanla farklı kültürden insanların bir arada olmaları ve farklı ortamlarda birlikte bazı şeyleri deneyimlemelerinin çok etkili olduğunu, bunun bir gereklilik olduğunu farkettim. Avrupa’nın bir çok şehrini biliyor olmamın etkisiyle böyle bir fikir çıktı ortaya. Bu sayede ülkemizin farklı kültürlerine sahip insanlar bir araya gelerek birlikte unutamayacakları bir yolculuğa çıkacaktı.

Bu süreçte ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Bunlar sizi nasıl etkiledi?

– Aslında hala bir çok zorlukla karşılaşıyoruz. Türkiye’de büyük işler yapmaya kalktığınızda, karşınıza bir çok engel çıkabiliyor. İnsanımızda malesef bir güvensizlik var tabi bunun kadromuzun genç olmasına da bağlayanlar oluyordu ama şunu çok iyi biliyorduk, işi bilmekle yaşın pek bir alakası yok. Yani hiç yurt dışına çıkmamış bir karar alıcının karşısına böyle bir proje ile çıktığınızda çok soğuk bakabiliyor. Ben bunu aslında kimsenin sorumluluk almak istememesine ve özgüven eksikliğine bağlıyorum. Çocukluğunu bile yaşayamamış birinin önüne Interbus gibi sorumluluk isteyen bir işle çıkarsanız haklı olarak uzak duracaktır. Tabi eğitim de şart.. Biz de bu nedenle tüm sorumluluğu üstlenip Interbus markasını kendi emeklerimizle yarattık. Her ne kadar sosyal yaşantımızdan ödün versek de zamanla zor işleri sevmeye başlıyorsunuz ve bu sizi daha da deneyim sahibi yapıyor. Bugün genç arkadaşlarımızın yanında her meslek grubundan vatandaşlarımızın yaz tatilini Interbus yaparak değerlendirmek istemeleri büyük bir marka yarattığımızın belirtisi, dolayısıyla bu benim için gurur verici bir durum.

Zor bir iş yapıyorsunuz. Mesleğinizden mutlu musunuz?

– Her yıl yüzlerce yeni insan tanımak ve böyle bir işi organize etmek gerçekten zor, fakat biz Interbus olarak katılımcılarımıza müşteri gözüyle değil arkadaş gözüyle bakıyoruz, onları daha yakından tanımak her yıl heyacanlarına ortak olmak bizi mutlu ediyor. Sonuçta ne olursa olsun binevi insanların yurt dışı hayalini gerçekleştirmelerine katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum.

Peki bu mesleği seçmeseydiniz ne yapmak isterdiniz?

– Küçükken soranlara bilimadamı olacağım derdim. Şaka bir yana bu işi yapmasaydım yine organizasyon temalı bir iş düşünürdüm sanırım. Masabaşı iş pek bana göre değil, şiir yazıyorum belki ileride bir kitap çıkartırım.

Defalarca yolculuğa çıktınız. Interbus’a dair unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

– Aslında bir çok anı var, hepsi birbirinden güzel yani kötü bir şey bile yaşasak daha sonra düşündüğünüzde o anının bile güzel olduğunu, farklı bir deneyim olduğunu düşünüyorsunuz. Katılımcı arkadaşlarım da bana hak verecektir Interbus’ta şöyle bir kural var, Interbus’ta olan Interbus’ta kalır o yüzden her anı bizim için özeldir.

‘what happens in vegas stays in vegas’ diyorsunuz yani 🙂 Peki sizi diğer tur programlarından ayıran özelliğiniz nedir?

– Interbus’ın en önemli özelliği bence kısa zamanda bir çok ülke gezmenin dışında orada kurulan dostluklardır. Yani bugün Interbus yapmış herhangi birine sorsanız bundan bahsedecektir. Askerlik arkadaşı gibi düşünebilirsiniz herkesin farklı şehirlerden bir anda samimi arkadaşları oluyor. Bir de dediğim gibi müşteri kazanmak değil dost kazanmak önceliğimiz. Yani bizde öyle ekstra tur ücreti vs. göremezsiniz.

En büyük hayaliniz veya gerçekleştirmek istediğiniz proje nedir?

– Onu açıklarsam Interbus’ta olduğu gibi şimdiden bizi taklit etmeye çalışanlar doğabilir ama bir gün herkesin Interbus yapmış olmasını dilerim. Bu deneyimi AB sürecindeki ülkemiz gençliği yaşamalı.

En çok beğendiğiniz ülke veya şehirleri merak ettim açıkçası.

– Letonya’nın Riga ve Macaristan’ın Budapeşte şehirlerini beğeniyorum. Her iki şehirde de Sovyet ve Avrupa mimarisini görmek mümkün. Bir de çok kalabalık olmamaları hoşuma gidiyor.

Örnek aldığınız bir kişi veya kurum var mı?

– Babamı örnek almışımdır her zaman, ne olursa olsun dürüstlüğün, efendiliğin en büyük hazine olduğunu öğretmiştir. Büyüklerimizin deneyimleri her zaman önemlidir benim için. Kurum olarak tek dünya markamız olan Türk Hava Yolları var.

Interbus en çok Interrail ile kıyaslanıyor bu konuda düşünceniz nedir?

– Avrupa’yı hem uçakla, hem trenle hem de otobüsle en çok gezen insanlardan biriyim. Deneyimlerime göre bana otobüs yolculuğu bir çok açıdan daha mantıklı geldi, tren yolculuğunda her zaman büyük bir plan yaparsınız, bir rotanız olur ama interrail yapanlar da bilir ki genellikle yola çıktıktan sonra bu plana sadık kalınmaz. Yalnız gezmek bir noktada sıkıcıdır, tanıdığınız biriyle çıkarsınız ve seyahatin bir noktasından sonra fikir ayrılığına düşersiniz, tartışırsınız bu hep böyle olur genellikle. Biz hem rotaya sadık kalıyoruz hem de katılımcılarımız yeni insanlarla tanışıyor, o ortamı sanırım katılımcılarımıza sormakta fayda var, yorumlarını websitemizde yayınlıyoruz.

Genellikle Interrail daha özgür ama Interbus daha rahat bir yolculuk sunuyor öyle mi?

– Bu yanlış, Interbus’ta katılımcılar istediği gibi davranabiliyor, yani kimseye bir şeyi -yapma demiyoruz, zaten atmosfer ona göre oluşuyor kendiliğinden. Katılımcılarımızdan istediğimiz hareket saatinde otobüste olmaları, bu tren yolculuğu için de böyledir. Yoksa katılımcı gece kulübüne de gidebilir, yabancılarla da tanışabilirler, tanışıyorlar da. Aslında Interbus’ın tek farkı otobüsün ulaşım konusundaki rahatlığı, rotaya sadık kalınması ve kalınacak otellerin ekibimizin tarafından ayarlanması.

Interbus yoğun bir programa sahip, gezinize katıldıktan sonra ikinci kez katılanlar oluyor mu? Sonuçta yorucu gözüküyor?

– Bence Interbus bir kez yapılması gereken bir program ama dördüncü kez katılan arkadaşlarımız bile oldu, sanırım gezmek bağımlılık yapıyor tabi bunda eski katılımcılara sunduğumuz fırsatların da etkisi var. Her yıl rotamızda güncellemeler yapmaya çalışıyoruz. Bu yüzden bir çok kez gezilerimize katılan dostlarımız var sonuçta çok uygun fiyatlara geziyorlar ve her seferinde gidilen şehirleri daha iyi tanıyor ve onlarca yeni arkadaşla tanışıyorlar. Yoruculuğa gelince bir katılımcımız gezi sonrası yorumunda yazmıştı ‘gezmek istiyorsanız yorulacaksınız, sonra dinlenmek için zamanınız çok olacak’ diye, güzel bir tespitti.

Geçenlerde Yılın En İyi Turizm Firması Ödülünü aldınız. Ne hissettiniz?

– Yıllar önce bu işe yeni başladığım dönemlerde karşılaştığım zorluklar ve insanlar bana şunu öğretti. Bir işi iyi yapıyor olmanız için gereken tek şey çalışkan, kararlı ve vizyon sahibi olmanız. Bunun dışında ödülmüş, belgeymiş benim için pek bir anlam taşımıyor. Yine de bu ödüle layık görüldüğümüz için bir kez daha teşekkür etmiş olayım.

Rakipleriniz hakkında bir şey söylemek ister misiniz?

– Rakip olarak nitelendirdiğimiz ya da örnek aldığımız bir oluşum yok. Interrail bir markadan ziyade bir çok Avrupa ülkesinin imza attığı, gençlere serbest dolaşım hakkı tanıyan bir protokol bana göre. En azından Interbus Turizm A.Ş. binlerce vatandaşımızın referans olabileceği yerli bir marka. Aynı zamanda bu sektörde tur düzenleyen binlerce kuruluş var, bazıları deneyimli fakat fiyat politikalarını ve müşteri ilişkilerini beğenmiyorum. Bazıları ise Interbus’ı taklit etmeye çalışıyor, websitelerinden tutun neredeyse oluşturdukları reklamlara kadar aynı. Hatta bizi arayıp destek isteyenler ya da bizim arayarak öneride bulunduklarımız oluyor. Sonuçta kopyamız da olsa bir işi iyi yapamamaları bizi etkileyebiliyor, otobüsle Avrupa turu denilince akla ilk biz geldiğimiz için diğer markaları da Interbus’la karıştıranlar olabiliyor. Deneyim önemli, yurt dışında bir sorun çıktığında çözüm üretebilen ekibinizin olması gerekiyor.

Menü